Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

‘Cezaevinde bir ölüme bile müsaade etmeyeceğiz'

Türkiye ve Kürdistan’daki cezaevlerinde bedenlerini ölüme yatıran Kürt siyasi tutsakların açlık grevi 44’üncü gününde devam ediyor. Diyarbakır E Tipi Cezaevi önünde yapılan oturma eyleminde konuşan BDP Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan, bedenlerini 44 gündür ölüme yatıran tutsakların açlık grevlerinin barışa hizmet ettiğini ifade ederek, “Bir tek arkadaşımızın bile cezaevinden ölü çıkmasına müsaade etmeyeceğiz” dedi.
BDP Diyarbakır İl Örgütü, PKK'li ve PAJK'lı tutsakların 44'üncü gününe giren süresiz -dönüşümsüz açlık grevine dikkat çekmek amacıyla parti binası önünden Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi’ne yürüyüş gerçekleştirdi.
Diyarbakır Milletvekilleri Emine Ayna ile Nursel Aydoğan, BDP İl Başkanı Zübeyde Zümrüt, ESP Diyarbakır İl Başkanı Ramazan Karakaya, ESP MYK üyesi Fethiye Ok, Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Hafize İpek, Diyarbakır 78’lir Derneği’nin de katıldığı eylemde, “Susmak ölümlere ortak olmaktır. Ölümlere göz yummayacağız” yazılı pankart taşındı. Sık sık “Amed susma zindanlara sahip çık”, “Siyasi tutsaklar onurumuzdur” sloganları atıldı. 
Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi önünde Diyarbakır 78’liler Derneği adına açıklamada bulunan Ahmet Andiç, Türkiye ve bölge cezaevlerinde 600’ün üzerinde siyasi tutsağın 44 gündür bedenlerini ölüme yatırdıklarını ifade ederek, “Bugün açlık grevindeki tutuklular için bayram değil, ölüme bir gün daha yaklaşıldığı gün. Bugün bayram, hükümet açlık grevinde olan siyasi tutsakların taleplerini görmüyor. Hükümet görmeyince yandaş medya hiç görmüyor” dedi.
TECRİT EN BÜYÜK İŞKENCE’
Konunun insani boyutunun dışında siyasi boyutuna da dikkat çeken Andiç, 12 Eylül’den bu yana süresiz-dönüşümsüz açlık grevinde olan siyasi tutsakların taleplerini hatırlattı. Andiç, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 15 aydır ‘koster bozuk’ gibi gerekçelerle avukat ve aile ziyaretine çıkarılmadığını, 13 yıldır tecrit edildiği hücrede her türlü iletişim ve haberleşme araçlarından mahrum bırakıldığını hatırlattı. Ağır tecrit koşullarının bir insana, özellikle siyasi bir insana yapılacak en büyük işkence olduğunu söyledi.
”Çağdaş bir devlet, tutukluluk ve hükümlülük durumunu ceza olarak kabul eder. Ayrıca ‘ceza içinde ceza’ uygulamasını hukuk dışı görür, kabul etmez” ifadesini kullanan Andiç, tutukluluk ve hükümlülük sırasında bir dizi kısıtlama ve yasakla karşı karşıya kalan Öcalan’a yönelik ‘ceza içinde ceza’ uygulandığını vurguladı. 
AKP Hükümeti’nin Öcalan’ın durumuna ilişkin olumlu bir adım atmaması karşısında siyasi tutsakların bedenlerini ortaya koyarak açlık grevlerini seçtiklerini söyleyen Andiç, eylemliliklerini sürdüreceklerini belirtti.
‘AÇLIK GREVLERİ BARIŞA HİZMET EDİYOR’
Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan ise yaptığı konuşmada, Kürt halkının 30 yıldır devam eden operasyonlar ve ölümler nedeniyle bayramı kutlayamadığını ve acı içerisinde geçirdiğini ifade ederek sözlerine başladı. 
12 Eylül’den bu yana devam eden açlık grevlerine dikkat çeken Aydoğan, açlık grevindeki tutsakların taleplerinin karşılanmaması durumunda sayının artacağına işaret etti. 
Siyasi tutsakların açlık grevlerinin Türkiye’de yaşayan halkların bir arada yaşama amacı taşıdığının altını çizen Aydoğan, “Cezaevlerindeki tutsaklar açlık grevlerini özünde barış için, çözüm için yapmaktadır. Onların grevleri barışa ve çözüme hizmet etmektedir. Talepler karşılanırsa Türkiye’de barışın ve çözümün yolu açılacaktır” dedi.
CEZAEVİNDE BİR TEK ÖLÜME BİLE MÜSADE ETMEYECEĞİZ’
Siyasi tutsakların 44 gündür sürdürdüğü açlık grevlerinin, süregelen savaşa bir set olma anlamını taşıdığını ifade eden Aydoğan, Adalet Bakanı’nın Ankara Sincan Cezaevi’ne gerçekleştirdiği ziyareti ve akabinde yaptığı açıklamayı hatırlatarak, “Eğer Türkiye’de demokrasi varsa, mücadele içerisinde olan bir halk varsa iktidara sorunu çözmek noktasında gerekenleri yapmak düşer. Bu bakımdan ziyareti önemsiyoruz. Ancak yeterli değildir. 10 yıldır AKP’nin Kürt sorununa ilişkin açıklamaları olsa da çözüm noktasında fiilen bir şey olmadı. Bakanlığın bu girişimi devam etmelidir. Çözüm için bir çaba, çalışma olmalıdır. İnsanların canı önemlidir. İnsanlarımız barış için canlarını ölüme yatırdı. Buna sessiz kalmak mümkün değildir. Açlık grevindeki tutsakların talepleri bizim de talebimizdir. Bir tek arkadaşımızın bile cezaevinden ölü çıkmasına müsaade etmeyeceğiz” diyerek sözlerini tamamladı. 
Yapılan konuşmaların ardından kitle oturma eylemi yaptı.