Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

HAKİKAT VE YÜZLEŞME KONFERANSI SONUÇ BİLDİRGESİ

Bu konferansı Seyit Rıza ve idam edilen 6 arkadaşının şahsında Dersim’de katledilen tüm Canlara adıyoruz…
Barış ve Demokrasi Partisi Genel Merkezi tarafından, 25-26 Şubat 2012 tarihinde Ankara’da düzenlenen konferansa birçok araştırmacı, yazar, canlı tanık katılmış ve Dersim Katliamı bütün yönleriyle tartışılarak önemli sonuçlara ulaşılmıştır.
Yapılan değerlendirmeler sonucunda;
*Yaşananlar bütün boyutlarıyla irdelendiğinde, Birleşmiş Milletler kriterlerine uyan, sonuçları düşünülerek, planlanan, uygulanan bir soykırımdır.
Dersimde yaşananlar, Osmanlı döneminde hazırlanan raporlarda dahil olmak üzere, Şark Islahat Planı, Zorunlu İskân Kanunu ve Tunceli Kanunu ile planlanarak uygulanmıştır. Dolayısıyla bilinçli ve planlıdır. İzlenen belgesel, tanıkların anlatımları, tarihçilerin sunduğu bilgiler ve belgeler, Dersimde on binlerce sivil-savunmasız insanın katledildiğini ortaya koymuştur. Katliam öncesinde hazırlanan resmi belgelerde açıkça ifade edildiği gibi, soy kırımın amacı Kürt- Kızılbaş, Alevi Dersim halkını dili, kültürü ve inancıyla ortadan kaldırmaktır. Fiziki kırımdan sonra uygulanan politikalarda bunu açıkça ortaya koymuştur. Dersim, raporlarda koloni olarak ele alınmış, medenileştirmek adına sömürge politikaları uygulanmıştır. Bu nedenle konferansımız Dersim’de yaşananları soykırım olarak tanımlamıştır. Dönemin tüm yöneticileri ve bu politikaların günümüzdeki uygulayıcıları bu soykırımdan sorumludurlar.
Dersim’de fiziksel soykırım ile birlikte değişik biçim ve araçlarla kültürel soykırımda uygulanmıştır. Kültürel soykırımın en etkili araçlarının başında eğitim gelmektedir. Dil, kültür ve inanç kırımı büyük oranda eğitim aracılığıyla hayat bulur. Cumhuriyetten bu yana eğitim, Sünni-Türk bir toplum yaratmanın aracı olarak işlev gördü. Bu politika bugün de devam etmektedir. Kurulan üniversite ile kültürel bir asimilasyon ve Alevi kültürünü Sünnileştirme projesi hayata geçirilmişken, barajlar aracılığıyla da yaşam alanları yok edilerek bölge insansızlaştırılmaya çalışılmaktadır.
Dil kırım politikaları sonucunda Dersim halkının çoğunluğunun konuştuğu Kırmancki bugün yok olmakla yüz yüze kalmıştır.
*Dersim katliamının nedeni, Kürt-Alevi-Kızılbaş kimliğini temsil etmesidir. Osmanlı yönetimi tarafından daha çok inanç kimliğinden dolayı ötekileştirilerek sürekli baskı ve saldırılara maruz kalan Dersim halkı, Cumhuriyet sonrasın da ise hem inanç hem etnik kimliğinden dolayı sistemli olarak saldırılara maruz kalmıştır.
Konferansımızda Dersimin tarihi sosyolojik yapısı kültürel ve inanç değerleri konularında yapılan değerlendirmeler katliam öncesinde Dersim’de bir özyönetim sisteminin var olduğunu göstermektedir.37-38’de yapılan katliamlarda bu sistem ortadan kaldırılmıştır. 
Yaşananlar, coğrafyamıza ait Kürt, Rum, Ermeni, Süryani, Ezidi ve diğer halklara uygulanan jenosid, tehcir, tedip ve tenkil politikalarının devamıdır.
*Konferansımız tarihi hatırlamanın ve soykırıma uğrayanların anıları önünde saygıyla eğilmenin, ülkemizde ilerde benzeri kitlesel katliamların engellenmesi; insan haklarına ve farklılıklara saygılı, barışı sağlamış demokratik bir toplumun kurulabilmesi için daha fazla ertelemeden hakikatlerle yüzleşmenin önemine dikkat çekmektedir.
Bu çerçevede Dersim katliamından bahsediliyor olmasını, katliamı yaşamış olanların ve onların çocuklarının yıllardır yürüttükleri onurlu mücadelenin ve konuya duyarlı demokratik çevrelerin çabalarının ürünü olarak görmektedir.
Bu nedenle Konferansımız bir süre önce Başbakan Erdoğan tarafından gündemleştirilen Dersim katliamı ve ‘özür dileme’ yaklaşımını samimiyetten uzak görmektedir. Hem özür dileme biçimi, hem devlet adına pişmanlık beyanında bulunmaması, hem de soruna neden olan zihniyetle hesaplaşma niyeti taşımaması bunun kanıtıdır.
Sergilenen tavır, sorunu dönemin tek partisi CHP ile sınırlandırarak ve sorumluluğu belli kişilere yükleyerek, katliamlarla kirlenmiş bir tarihi ve devletin itibarını kurtarmaya yöneliktir. Dolayısıyla katliamın boyutunu küçülterek sorumluluğun sınırlarını daraltma hesabıdır.
İttihatı Terakkiden başlayarak halen devam eden tekçi, asimilasyoncu zihniyetle hesaplaşmadan, yaşananların telafisi ve sürmekte olan soykırıma son verilmesi mümkün olmayacaktır.
Bir halkın karşı karşıya kalacağı en büyük tehlike hafızasızlaştırma ve kültürel soykırımdır. Dersim bugün böyle bir tehlike ile yüz yüzedir.
Dersim Kürt Alevi kimliğine yönelik soykırım bugün de AKP eliyle sürdürülmektedir. On yıldır iktidarda olan ve devlete bütünüyle hâkim olmuş olan AKP’nin, gelinen aşamada katliamın varlığından bahsetmesine rağmen bu konuda hala bir adım atmış olmaması etnik ve kültürel soykırımı sürdürmedeki kararlılığını göstermektedir. 
*Hakikatlerle yüzleşmek, devlet adına özür dilemek, bir daha bu benzeri katliamların yaşanmaması için demokratik değerleri hakim kılmak gerekir. Dersim katliamı ile yüzleşmek, yüreğimizdeki yarayı sağatacak süreç, aynı zamanda Türkiye’nin de alnındaki Karayı da temizleyecektir.
Devlet adına özür dilemek, Kürtlerin ve Alevilerin kimliklerini, dillerini, inançlarını tanımak ve anayasal güvence altına almakla mümkündür.
Bu kapsamda Dersim meselesinde gerçek bir yüzleşme için;
-Dersim Halkından, devlet adına bütün insanlık önünde özür dilenmeli, bağımsız kuruluşların ve şahsiyetlerin içinde yer alacağı Hakikatleri Araştırma Komisyonu kurularak gerçek bir yüzleşme için sorun bütün boyutlarıyla ele alınmalıdır.
-Cumhuriyet süreci içinde, Koçgiri Katliamı ile başlayarak, 1925 Kürt ayaklanması, Zilan, Ağrı Katliamlarının da araştırılması gerekmektedir. Bu Katliamcı zihniyetin devamı olarak yakın dönemdeki Maraş, Çorum, Sivas, Gazi katliamları ve Kürt coğrafyasında sürdürülen savaşın da bütün boyutları ile araştırılması gerekmektedir. Cumhuriyetin kurulusundan bu yana sürdürülen katliamların nedeni olan Kürt Sorunu ve Alevilerin Sorunu mutlaka eşitlikçi ve özgürlükçü, demokratik bir anlayışla çözülmelidir. 
-Dersim ismiyle birlikte diğer yerleşim bölgelerinin isimleri iade edilmelidir.
-Katliamda rolü olanların isimleri okullar, cadde, sokak ve mahallelerden silinmelidir.
-Dersim’de yaşananların açığa çıkartılmasında tanıkların anlatımları belirleyici önemdedir. Ancak başta Genel Kurmay arşivi olmak üzere sorunla ilgili tüm arşivler engelsiz bir şekilde oluşturulacak komisyonun incelemesine açılmalıdır. Sürgüne gönderilen Dersimlilerin ve evlatlık verilen kız çocuklarının tam listeleri açıklanmalıdır.
-Seyit Rıza ve arkadaşlarının mezar yerleri başta olmak üzere tüm toplu mezar yerleri bir an önce açıklanmalıdır. Dersim Katliamı kapsamında, Dersimin çevre bölgelerinde yapılan, özellikle Erzincan- Zini Gediğinde katledilen ve mezarları belli olmayan 100 kişinin de mezarları yakınlarına teslim edilmelidir.
-Anadilinde eğitim hakkı önündeki yasal ve anayasal engeller kaldırılsın, dil kırım politikalarına son verilsin. Dersim Kızılbaş inancının tanınması için gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. Özellikle Dersim’de cemaatler üzerinden yürütülen asimilasyon politikalarına son verilmelidir. Kızılbaş- Alevi inancının sürdürülmesi ve asimilasyon politikalarına karşı mücadele eden Demokratik Alevi Akademisinin kapatılmasını da kınıyoruz. 
-Munzur barajlar projesi ve siyanürle altın ayrıştırma çalışmaları iptal edilsin, tarım ve hayvancılığın canlandırılması için gerekli önlemler alınsın, tersine göç teşvik edilerek desteklenmelidir.
-Çoğulcu, demokratik, ademi merkeziyetçi bir yapının kurulması, farklılıkların korunarak geliştirilmesi ve kendi kendini yönetme hakkının sağlanması için idari yapı demokratikleştirilmelidir. Bunun için Demokratik Özerklik en makul çözüm yöntemidir. Bu kapsamda Dersim, tarihi sınırları içinde bir Özerk Bölge olarak tanınmalıdır.
-AKP halkımızın talepleri karşılayacak adımları atmaktan imtina ederken, yaşanan acıları paraya tevdi ederek sorunun geçiştirmeye çalışmaktadır. Gündemleştirilmek istenen tazminat meselesi bu amacı taşımaktadır.
-Dersim katliamı, siyasi malzeme konusu yapılmaması gereken acılı bir halkın çığlığıdır. Bu katliamın siyasetini yapanları insanlık adına utanç duymalıdırlar.
-Soykırıma uğrayan nene-dedelerimizin, anne-babalarımızın, kayıp kızlarımızın, kefensiz ve mezarsız yatan büyüklerimizin acı hatıralarını parayla ölçmeye çalışanların ahlaksızca ve vicdansızca saygısızlığını şiddetle lanetliyoruz.
-Tüm demokratik ve duyarlı çevreleri hem toplumumuzun bir kesimine hem de insanlığa karşı işlenmiş bu suçun tüm insanlık huzurunda lanetlenmesi için başlatmak istediğimiz hakikat ve Yüzleşme sürecine destek vermeye çağırıyoruz.
-Bu konferans ışığında, Dersim Merkezinde bu ve benzer konferansların yapılması önerilmektedir.
'Arslanlar yurdudur tilkiler girmez, Gerçekler sırrıdır akıllar ermez, Evliyalar gülüdür zalimler dermez, Onlara bağlıdır yolu Dersimin' (Alişer Efendi)
SONUÇ BİLDİRGESİ KOMİSYONU