Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

Kılıçdaroğlu ve Ergenekon!..Haydar UC

CHP Lideri Kılıçdaroğlu Ergenekon avukatlığından, ergenekon üyeliğine geçmek istiyormuş!... Son günlerde Ordu mensuplarının tutuklanmasına ve Soner Yalçın'ın tutuklanmasına tepki gösteren Kılıçdaroğlu ; Nerede bu örgüt, bende gidip üye olayım" diyormuş!...

 Nerede bu örgüt sorusuna  Tayyip Erdoğan cevap veriyor; " Danıştayda ara, sivasta ara, diyarbakırda ve dersimde ara ergenekonu".

 CHP nin ordu savunuculuğu bilinen bir şeydir. Çünkü CHP bu sistemin en has partisidir ve demokratikleşmenin önündeki en büyük engeldir. Cumhuriyetin kuruluşundan bu güne Bütün Kürt, alevi ve sol katliamında CHP nin imzası var. Bunu türkiyede yaşayan ve biraz da gelişmeleri izleyen herkes bilir.

 

Ergenekon denen örgütlenme devletin kendisidir. Ergenekonu "devlet icindeki bazı kimselerin, subayların kendi başına yaptıkları yanlış işler" olarak göstermek esas faili gizlemekten başka bir işe yaramaz.

 

AKP nin kimi sözde açılımları, söylemleri türkiyede sol-demokratik muhalefetin eksikliğinden, politikasızlığından kaynaklansa da asıl olarak sistemi ve ana gövdeyi kurtarmaya yönelik politik hamlelerdir.

 

Hangi gerekçeyle olursa olsun, gerek sistem içi çatışmanın bir ürünü ya da AB  vb. dış güçlerin demokratikleşme baskıları sonucu ya da seçim malzemesi sebebi ile olsun, katliam yapmış, suç işlemiş generallerin ve yandaşlarının kelepçelenmesi, toplumda mağdur olmuş, cuntalardan zarar görmüş, işkence görmüşlerin  zihninde ve gönlünde olumlu bir iz bırakıyor.  Kendilerini bütün herkesin üstünde gören, dokunulmaz, astığı astık, kestiği-kestik bu faşist katillerinde bir gün hesap verdiklerini görmek (en azından bir bölümüde olsa) önemlidir. Kimin bunu hangi gerekçeyle yaptığı tali bir sorundur. Keza bu insan katillerinin savunusunu yapmak da en az onlar kadar suç işlemektir.

 

Tabi bu AKP milletvekili Abdulkadir Aksu gibi faili meçhullerin en çok yaşandığı dönemin,  ergenekonun islamcı kanat sorumlularını aklamıyor.

 

Ergenekonun "laik, atatürkcü" kanadı operasyona dahil edilirken, islamcı kanadı dışarda bırakıldı. Bu aynı zamanda iktidar hesaplaşması olarak da okunabilir. Islamcı kanat AKP ile uzlaşarak,  entegre olup kurtulurken, buna direnen laik-kemalist kanat tasfiyeye uğradı.

 

AKP, Ergenekonun faaliyetlerine, icraatlarına ve mantığına karşı olduğu için değil, iktidar olma, devletin bütün kurumlarına egemen olmak istediği için bu tasfiye planına girişmiş durumdadır. AKP'den aksi bir tutum beklemez hayalcilik olur.

 

Bizim meselemiz "kurtarıcı, Gandi Kemal, temiz, dürüst, solcu, halkçı" politikacı  olarak lanse edilen Kılıçdaroğlunun sergilediği tavırdır.

 

Normalde böyle lanse edilen birinin, üstelik de muhalefet partisinin, Ergenekon gibi bir karanlık suç örgütlenmesinin ( bir bölümü de olsa) yargılanmasına, bırakalım onları savunmayı, onlardan hesap sorulmasına destek vermesi gerekmez mi?

 

Yıllardır Galatasaray Lisesi önünde kayıp çocuklarının resimlerini taşıyan ak saçlı  kayıp annelerinin  yanında olması gerekmez mi?

 

Dersim'38 de katledilen yakınlarının, "eski bir mesele, deşmeye gerek yok" demek yerine  idam edilerek belirsiz bir çukura gömdükleri Seyit Rızaların yerlerini sormaya, katledilenlerin  toplu olarak gömüldükleri ve bu gün ortaya çıkan kemiklerine sahip çıkması gerekmez mi?

 

Dünden bu güne, iskencelerde katledilen, cuntacıların idam ettiği insanların, sokak ortasında onar onar  çatışma süsü verilerek, istiklal marşı ve türk bayrakları esliğinde infaz edilen devrimcilerin hesabının sorulması gerekmez mi demeyeceğim, çünkü; Kılıçdaroğlu bu zihniyetin ve sistemin en gözde, ana partisinin savunucusu ve genel başkanıdır.

 

TC, yi savunmak, onun icraatlarını,  katliamlarını, faşist ordusunu savunmak CHP ve Kılıçdaroğlunun varlık  nedenidir!

 

Kılıçdaroğluna umut bağlayan insanlarımıza sormak gerekir, Katliam, çetecilik, darbecilik, hırsızlık, fuhuş ve uyuşturucu ticareti yapmış bu generallere sahip çıkmak, bunları  savunmak, hangi sol, demokratik ve insani değerlerle bağdaşır?

 

Türkiyenin kangrenleşmiş hiç bir sorununu ağzına almadan, yıllardır devam eden kürt direnişini, kürt  kelimesini dahi telafuz etmeden, demokratiklesme ve insan haklarından bahsetmeden nasıl ve hangi yüzle kitlelerden oy isteyecek Kılıçdaroğlu?

 

Dersimde ortaya çıkan 230 kişinin kemikleri ortada duruyor, acaba Kılıçdaroğlunun buna ilişkin bir açıklaması varmıdır?

 

Kılıçdaroğluna ve onun partisine söyleyecek fazla bir söz yok. Sözümüz, bitmiş, tükenmiş, katliamcılığıyla, faşist politiklarıyla yıllarca test edilmiş bir CHP ve Kılıçdaroğluna  umut bağlayan emekçi kesimleredir/Alevileredir. Laiklik adina (1936 yılında) Diyaneti kurduran ve sizleri camilere koymaya çalışan, cemleri yasaklayan  CHP yani Kılıçdaroğlunun savunduğu mantıktır.

 

Kılıçdaroğluda tıpkı Bahçeli gibi, Erdoğan, Çiller, Demirel ve bilimum faşist partiler gibi bu düzenin savunucusudur. Kirli bir CHP ile yol almaya çalışan  Kılıçdaroğlunun işi çok zordur.

 

CHP'nin kanlı  kılıcıyla ortada dolaşarak demokratlık taslayan bu sözde Gandi Kemale söylenecek söz şu olmalıdır; önce şu kanlı kılıcı bırak,  kanlı geçmişinle yüzleş, kimliğine sahip çık öyle gel!...

 

Bunlardan demokrasi, insan  hakları, özgürlük, hak, adalet ve insanlık beklemek  boş ve beyhude bir çabadır. Cünkü CHP ve sistemin bütün partileri bu ırkçı-faşist adaletsiz düzenin sürdürülmesi ve  Türkler dışındaki bütün halkların inkarı ve asimilasyonu üzerine yemin etmiş partilerdir. Aralarında renk ve söylem farkı vardır, başka hiç bir fark yok.

 

AKP, islam sosuna bandırılmış  faşizm politikasına hız vererek, devletin bütün kurumlarını ele geçirmiş durumdadır. Demokrasi, insan hakları vb laflar kandırmacadan ibarettir. Hrant Dink cinayeti hala ortada duruyor, Malatya Zirve Yayınevinde boğazı kesilerek katledilen dört  insanın katilleri, Trabzon'da katledilen Rahip Santaro cinayeti, Önkol, Uğur Kaymaz gibi çocuk cinayetleri AKP iktidarının icraatlarıdır.