Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

Dersim Seçim Sonuçları -Erdoğan Yalgın:

Bir genel seçim daha sona erdi.  Şimdi ise, seçime giren parti ve adayların başta kendileriyle ve yakın çevreleriyle girişecekleri hesaplaşma anı başladı. İlk hesaplaşma sinyalleri sıcağı sıcağına CHP içinde yaşandı. Kılıçdaroğlu karşıtlığı alttan alta kaynatılmakta ve genel başkanlık rövanşının startı verilmekte...Dersimli Kılıçdaroğlu 2 yıl önce “Hindistanlı Gandi”, şimdi  de “İrlandalı” ilan edildi.

Bu seçim kampanyası döneminde, Kılıçdaroğlu’nun Dersim adayları ve çalışanları bir bütün olarak, Dersimli seçmen üzerinde gerçekleri manipüle ettiler. Kısacası Dersimlilere enjekte ettikleri propağanda şuydu; “ Kılıçdaroğlu başbakan olacak! Kılıçdaroğlu’nun partisine oy verin ki AKP den kurtulalım! Kılçdaroğlu başbakan olursa tüm Dersimlilere iş-aş imkanı doğacak! Kılıçdaroğlu hemşehrimizdir onun arkasında olduğumuzu haykıralım! Biz kendimize oy istemiyoruz, Kılıçdaroğlu’na oy verin! Vs..”

Bu ve benzeri köylü demogajileri, Kılçdaroğlu’nun Dersim’deki ölü CHP sini yeniden canlandırdı. Böylece Kılıçdaroğlu’nun sayesinde iki vekil de seçilmiş oldu. Kılıçdaroğlu Dersim’de kazandı, ama bunca medya rüzgarına rağmen Türkiye genelinde kaybetti.

Kaset sıkandalı sayesinde Baykal’dan devraldığı ve o zamanın anketlere göre yüzde 29 luk CHP yi, en az 3 puan geriletti. Başta Ege’deki kıyı şeritleri olmak üzere, İzmir ve daha bir çok eski kalelerini AKP ile bölüşmek zorunda kaldı yada kaybetti. 29 Mart 2009 da, İstanbul’da belediye başkanlığı seçiminde aldığı oyları bile tutturamadı.

Peki, hani Kılıçdaroğlu başbakan oluyordu? Hani AKP den kurtaracaktı milleti? Hani Dersimlilerin bu hemşehrisi, şimdi Dersimlilere aş-iş imkanı sunmayacakmı? Ne oldu? Dersimlilere verilen onca umut karşılığında hille ve desiseyle, Dersim’de yeniden diriltilen CHP kadavrasının şu an Ankara’daki tablosunu, Dersimlilere kim izah edecek?

Dahası bütün bunlara degdimi? Bunca yalan-dolanla koparılan gürültüyle CHP nin elinde ne kaldı? Sadece Dersim! Doğrudur Dersimliler hemşehrileri Kılıçdaroğlu’nun arkasında durdular. Yalnız Dersimliler degil! Dersimlilerin soydaşları Hakkarililer, Diyarbakırlılar bir bütün olarak tüm Kürtler de Kılıçdaroğlu’na sempatiyle yaklaştılar.  Sırf Dersimli olduğu için, Alevi Kürt oluğu için onu dosta-düşmana karşı miting alanlarında sahiplendiler.

Ama gizli CHP oyuncuları, Kılıçdaroğlu’nun arkasında duruyormu?  Gizli CHP nin zaten bir tek amacı vardı! O da; CHP den kopan Alevi oylarını, Kılıçdaroğlu kanalıyla tekrar geri getirmek! Şu an kısmende olsa, bunda bir başarı sağlanıldı.

Dersim’de iki vekilin de CHP tarafından elde edilmesi, yakın geleçekte Dersim ve Dersimliler için ne tür sonuçlar doğuracağını şimdiden kestirmek elbette güçtür. K. Genç’in siyasi profili zaten bilinmektedir. Hüseyin Aygün’ün bu dönem gösterecegi performansı yakından takipedilecektir. Genelbaşkanları- hemşehrileri Kılıçdaroğlu, Türkiye genelinde kaybetti. Buna karşın Dersim’de bu iki hemşehrisine meclisin yolunu açtığı da unutulmamalıdır.

Bu seçimde Kürtler önlerine koydukları hedefe ulaştılar. Kürtler Türkiye genelinde kazandılar. Şimdilik Dersim’de soluklanma molası verdiler. Eger vicdanımızı, ucuz biletle izine falan bir yerlere göndermemişsek; “Dersimlilerin gönlünde yatan arslanın Ferhat Tuç olduğunu” herkes teslim eder. 
Sayın Tunç; Dersim’de ve Dersimlilerle birlikte yaptığı basın toplantısında (16.6.11) “Mücadeleye devam” kararı aldığını ve asla Dersimlilere kırgın olmadığının altını çizdi.

Tam da Ferhat Tunç’a yakışanı da buydu. Bilenler iyi bilir; sanatçı olmak zor bir iştir. Ama Dersim gibi bir yaralı kentin çocuklarının “mazbatasız vekili” olmak ise dahada zor bir zanaattir. Şimdiden anlaşılmışdır ki; Ferhat Tunç mazbatasını Dersimlilerden onurla almış ve onuruyla koruyarak geleçegi inşa etmede bir nefer gibi, Dersimlilerle beraber çalışacaktır. Yakınında hiç olmadım ama, yıllardır izliyorum! Ferhat Tunç mücadeleden kolay kolay  vazgeçecek biri degildir.

Zaman geleçek ki; mücadeleden kaçanlar, aşiret girdabında kalanlar, küçük çıkarlar karşılığında vicdanlarını susuturanlar, kişisel egolarına yenik düşenler, türlü ayak oyunlarına yan basanlar bile, Ferhat Tunç’un temsil ettigi tarihi ve siyasi cephede yerlerini alacaklardır. Görünen o ki; bu meclis döneminde, Ferhat Tunç ve yoldaşlarının temsil ettigi bu cephe dahada güçlenecektir. Bu meclis döneminde Dersimliler, hemşehrilik ayaklarıyla Ankara tarafından nasıl bir oyuna getirildiklerini çok daha net bir şekilde anlıyacaklardır. Bekliyelim ve hep beraber görelim!

Erdoğan Yalgın