Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

Kara vagon ve hatırlamanın gücü!-Esra Ciftci

Milletlerin tarihi bir şekilde onların hafıza depolarıdır. İnsanları bir araya getiren, onları sonsuza dek birbirine bağlayan, 'ortak vatan, ortak bayrak ve hatta ortak dilden' de öte ortak hafızalarıdır. Bu gerçeği en çok yıkıcı acılar yaşamış milletlerin arta kalanları bilir. Bu nedenle modern jenositlerin ardından 'hatırlama kültürleri' inşası başladı. Yüzyılımızın en korkunç ve en planlı soykırımlarına maruz kalmış Ermeni ve Yahudilerin arta kalanlarının ayakta da kalmaları belki de hatırlamanın gücü sayesinde oldu. 

Kürtleri de bir araya getiren, ayaklandıran, özgürlük için bu denli ısrarlı kılan enerjinin en güçlü bileşeni aslında hatıraları oldu. Örneğin Dersim katliamlarının tüm korkunç sonuçlarına rağmen bu toplumun ortak paydası olması gibi. Kürdistan'ın Dersim'inde 1937-38'de yaşanan insanlık trajedisi, insanın insana yapabileceği en korkunç kötülükler, bir milletin soyunu kurutma suçu aradan bunca zaman geçmesine rağmen Dersimlilerin en belirgin ortak özelliği olmaktan çıkmış değil. Her renkten Dersimlinin koşulsuz bir araya geldiği belki de tek fenomen atalarının uğradığı katliamdır. Eskiden annelerimizin, ninelerimizin birebir bizlere sözlerle aktardığı tertele hikâyeleri, bugün değişen zamanın katkısı ile filmler, şarkılar, dokümanterler, kitaplar, paneller, konferanslar yolu ile bütün insanlığa aktarılıyor, Dersim jenosidi insanlığın ortak acısı haline geliyor. Tüm Kürdistan'ın, Dersim'in katledilenlerinin ruhu bir kez daha katillerin yakasına yapışıyor ve bu suçu insanın insan olarak kalacağı zamana dek faşizmin, Kemalizm’in vicdansızlığının kara madalyası olarak katillerin boyunlarına asıyor. 

Bize acılarımızı hatırlatan, ülkemizin sathında yaşanan zulmü, belki de yaşayan son zalimlerin ve mazlumların sözleri ve yüzleri ile bir kez daha hatırlatan bir filmi, Özgür Fındık’ın “Kara Vagon” belgeselini izledim. Bu tür belgeselleri birçok kere izlememe rağmen yeniden ve yeniden hatırladım, unutmanın ölüm olduğunu bildiğim belleğimde… Özgür, Dersim soykırımında, Denizli’ye, Balıkesir’e, Konya’ya, Bursa’ya, Manisa’ya ve birçok yere kara vagonlara doldurulup vahşice sürgünün ızdırabına salınan insanlarla sözlü tarih çalışması yapmış ve bunu görsele taşıyarak bir belgesel yapmış…

Belgeselde konuşanların yaşları şu an aşağı yukarı 80-90 yaş arası... Anılan dönemlerde Dersim’de askerlik yapan 103 yaşında biri de vardı. Aradan 73-74 yıl geçmesine rağmen hiçbiri yaşadıkları acıyı yüzlerinden silememiş. Hiçbir canlıya reva görülmeyen bir zulmü anlatıyorlardı, hala ağlayarak, hala ağıtların sağaltıcılığına sığınarak.

En çok ilgimi çeken kişilerden biri, o dönemde Dersim’de askerlik yapmış, aksanından muhacir olduğunu tahmin ettiğim Haydar amcanın “yaşananları unutamıyorum” sözleri oldu. “İnsan insana bunu yapmaz” diyordu, başka da bir şey diyemiyordu.  

Ve Cemal Süreyya’nın o ünlü dizeleri:

“Bizi bir kamyona doldurdular. Tüfekli iki erin nezaretinde. Sonra o iki erle yük vagonuna doldurdular. Günlerce yolculuktan sonra bir köye attılar, tarih öncesi köpekler havlıyordu.”

İşte o insanlar da tarih öncesi köpeklerin havladığı hiç bilmedikleri, görmedikleri bir mekâna atıldılar. Gittikleri yerde insanlar başka bir dil konuşuyorlardı, anlamıyorlardı. Yabani bir hayvan olarak görülüyorlardı.

 

Bilmedikleri mekânda, kaderlerine terk edilmiş, aç, susuz, biçare… Oraya niye götürüldüklerini dahi bilmiyorlardı. Gittikleri yerlerdeki insanlar “Kürtler gelmiş” diyerek, kafeste hayvan seyreder gibi bakıyorlardı onlara. Bazıları insafa geliyor bir tas yemek veriyor, insafsız olanları anlatmaya gerek yok…

Yaşlılar anlatıyor… Dinliyoruz, duyuyoruz…

İnsanların süngülerle delik, deşik edildiği, toplu halde derelere atıldığı, kadınların tecavüze uğradığı bir kırım…

Belgesel bitiminde bazı insanların ağladığını gördüm. Makûs tarihimize ağlıyordu insanlar…

Kemalist rejimin Dersim’de yaptığı soykırım hala gün yüzüne çıkmış değil, devletin tozlu suç arşivlerinde tutuluyor. Bugün Kemalist rejimin temsilcisi CHP ve ne acıdır ki, ataları Dersim soykırımında kırıma uğramış olan genel başkanları bu gerçeğin üzerini örtmekte.

Dersim’i katleden CHP hala Dersim 'milletinin' vekillerini seçtiriyor! Bütün bu korkunç tarihi yaşayanların kendileri başta olmak üzere çocukları CHP’ye oy veriyor... Almanya'da soykırımdan kurtulan Yahudilerin ırkçı partiye veya bir İstanbul Ermeni’sinin, Rum’unun MHP'ye oy vermesi kadar izah edilemez bir paradoks bu…

Sözleri kaydetmek, kelamları yazmak ölüm yangınının ateşinden bir şeyler kurtarmaktır. 

Bizi hatırlamak kurtaracaktır.