Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

DEMOKRATLAR İÇİN REFERANDUMDA EVET VEYA HAYIR, 40 KATIR MI,40 SATIR MI HALİDİR.‏

 

 Teman Dep
  9 Eylül 2010

   Demokratlığın tanımı biraz geniş olmuş oluyor.Devrimci, sosyal,liberal, burjuva, hıristiyan veya müslüman demokrat v.b gibi. Ayrıca demokratlığın tanımı belli konular veya önemli olaylar karşısındaki tutum ve tavırlara göre de değişebiliyor.
   Örneğin,1.Dünya Savaşında,savaşa katılan bazı ülkelerde,"vatan savunması" adı altında kendi hükümetlerine karşı durmayıp,hükümetlerinin yanında yer almak demokrat bir tavır değildi.Bunlara sosyal şöven deniliyordu.
   Fakat 2.Dünya Savaşı'nda,Hitler faşizmine karşı kendi hükümetlerinin yanında yer alıp savaşmak demokrat bir tutum olarak kabul görüyordu.
   Kenan Evren'in 12 Eylül Anayasasına Hayır demek demokrat bir tavırdı.Ancak bazı sözüm ona demokratlar da,bir an önce anayasal bir düzene geçelim gerekçesiyle Evet oyunu kullandılar.Düşünmezlerdi ki bu yeni Anayasal Düzen Faşist Cuntanın Anayasal düzeni idi ve onun anayasal kılıfı idi.
   Yine, Sayın Özal döneminde  "Siyasi Yasakların "  kalkması  için yapılan referandumda,  Evet demek, demokrat bir tutum değildi,Hayır demek ise demokrat bir tutumdu.
Çünkü;Demirel,Ecevit,Türkeş ve Erbakan gibi liderlerin siyasi yasaklarının kaldırılmasına Evet demek,bunların 12 Eylül darbesinin yapılmasına  dolaylı veya direkt olarak yaptığı katkıya onay vermek anlamına gelirdi.
   Yine, "siyasi yasaklar kalkacak-yasaksız bir Türkiye olacak",hele Sayın Demirel in   "siyasi yasaklar kalkacak ve artık karakolların duvarları camdan olacak" demagojisine  inanmak veya onaylamak anlamına gelirdi ki bu da demokratlığa yakışmazdı.
   Gelelim 12 Eylül 2010 da yapılacak olan  Anayasanın bazı maddelerinin değişikliği ile ilgili  referanduma;
Bu halk oylamasındaki demokrat tavır ne olmalıdır?Her şeyden önce günümüzdeki demokrat tavrın en önemli ölçütü, O kişi veya kurum -kuruluşun Kürd sorunu karşısındaki tutumuna bağlıdır.
   Günümüzde Kürd Sorununa bakışları olumlu olmasına karşın,bazı demokratların,demokrat kurum ve kuruluşların, bu referanduma Evet demelerini,1.Dünya Savaşı'nda hükümetlerinin yanında yer alanlara veya Özal dönemindeki Demirellerin siyasi yasaklarının kalkması için Evet diyen,saf veya demagojilere kanan,aldatılan demokratlara benzetiyorum.
   Gün gibi ortadaydı ki, Demirel ve diğerleri sadece kendileri için siyasi yasakların kalkmasını,"konuşan Türkiye",Yasaksız Türkiye "demekle de sadece kendilerinin veya yandaşlarının konuşmasını ve yasaksız olmasını istiyorlardı.Bu düzenlemeler yalnız Onlar içindi. Ama o zaman da tıpkı şimdiki gibi sanki tüm siyasi yasaklar kalkacakmış,hatta yurt dışına gitmek  zorunda kalanların  da yasakları kalkacakmış,her türlü fikir ve ifade özgürlüğü olacakmış gibi bir hava yaratıldı ve bazı devrimci demokratlar bile buna kanarak Evet oyu kullandılar.
   50-60 bin oy farkıyla Evetçiler kazandı.Ama tüm evetçiler değil,sadece Demirel ve diğerleri.Nitekim o Evet diyen pek çok demokrat,konuşup yazdıkları için neler neler çekti,hatta katledildi.Sadece kendine demokrat olanların böyle baskıcı davranmaları doğaldı.Doğal olmayan ise tıpkı faşizmin demagojisine kanan kitleler gibi demokratların da bu demagoji ve propagandalara kanmaları idi.
   Peki o zaman Hayır mı denilmeli?
Hayırcılar da başka şekilde demagoji yapıyor,.bazı demokratlar da bunlara kanıyor.Hayır demekle de mevcut yürürlükte olan Kenan Evren Anayasasına onay verilmiş olunuyor.Yine demokrat olmayanların safında safça yer alınmış olunuyor.Statükocu sisteme özellikle,hukuki  davranmayan ve muhalifler sözkonusu oldu mu kendi yasa ve içtihatlarını dahi çiğneyen 
yargı sistemine ve askeri vesayete destek veya "devam" onayı verilmiş olunuyor.
  Uzatmamak için son olarak şuna değinmekte yarar var.Madem ki,günümüz demokratlığının en önemli ölçütlerinin başında Kürd Sorununun demokratik ve eşitlikçi çözümüne olumlu bakmak geliyor,Allah aşkına  bakar mısınız şu Evet ya da Hayır diyenlerin en önemli propaganda malzemelerine;
birbirlerini,Kürdlerin haklarını daha çok savunan örgütlerin veya yöneticilerinin yanında yer almakla,ya da Onlarla şu veya bu zamanda görüşmekle veya Onlara af çıkarmakla,Onları idam etmemekle,onlarla anlaşmakla  "suçlayarak" destek aramak,milliyetçilik ve şövenizmi daha da körükleyerek düşmanlıkları yükseltmek. Böylece Evet ya da Hayır oylarını çoğaltmak.
    Peki,Evet ya da Hayır diyerek bunlara destek verilmiş olunmuyor mu?
Çözüm,sandık başına gidip,çekimser seçenek olmadığına göre,(Ki yanlış ve eşitlikçi olmayan bir uygulama)değişik yöntemlerle oy iptalinin gerçekleşmesi sağlanabilirdi.
   Fakat bu seçenek örgütlenemediğine göre,örgütlenmiş ve bir seçenek haline gelmiş olan  BOYKOT tan başka  yöntem  var mı?...