Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

Kurmeş’de Söyleşi

Eniştem Hasan Ber in ölüm nedeni ile köyüme gittim.  Ölü evine insanlarımız üç gün boyunca taziye ziyaretlerine geldiler ve akşamları toplu olarak geç saatlere kadar birlikte oturup sohbetler  yapılıyordu. Bu imkan da yaralanıp köylülerimizle bazı konulardan sohbetlerimiz oldu. Bu sohbetlerden  iki tanesini sizlerle paylaşmak istiyorum. Birinci akşam şenlik değerlendirmesi ve kızlarımız ve yabancıların köyümüze yerleşim hakkı, ikinci gün gelenek görevlerimiz köyün su surunu ağırlıktaydı.

Birinci toplantıda 40 aşkın ve ikinci günde aynı sayıya yakın insanlarımızla sohbetimizi yaptık.

 

1.GÜN

5. Kurmeş Şenlik konusunda görüşlerini sordum.

Genel itibarı ile verilen cevap çok olumlu ve memnun kaldıklarını ifade ettiler.

Şenlikten önce ve şenlik esnasında  hiç korkularınız oldu mu?

Çok önemli korkularını dile getirdiler. 1990 lı yıllarda yaşadıkları baskı ve içerisine düştükleri beslenme (ambargo) sıkıntılarını anlattılar. Şenlikte önce bazı korkuların olduğunu açık dille ifade ettiler. Slogan atma, bayrak ve poster açma,  güvenlik güçleri ile tartışma vs.. Bunların olmamasını sevinçle karşıladıklarını anlattılar.

Köyde bir daha  böyle bir şenlik yapmalımıdır?

5. şenliğin insanlar üzerinde çok olumlu bir izlenim bıraktığını, bir şenlik daha yapılırsa daha büyük bir kitle katılımının olacağını tahmin etmekteler.

Şenlikte olumsuz ve eksik gördüğünüz yanları yok mu?

Suni  inancında olan Şavaklı köylüler, Sağmanlı ve Pertekliler le  ilk olarak üç gün boyunca birlikte eğlendik. Her şey güzelden daha güzeldi. ( İnşallah bizi şımartmıyorlar)

 

Evlatlarımız arasında ayrım yapıyoruz. Erkek çocuklarımıza mal verirken kızlarımıza vermiyoruz bu doğru mu?

Şimdiye kadar kızlara mal verilmemiştir. Bundan sonra vermekte doğru sayılmaz.

Evlatlarınız arasında ayrım yapıyorsunuz. Bunu nasıl açıklayabilirsiniz?

Malatya lı bir erkekle evli bir kızımıza mal, tarla, arazi verirsek gelip ailesi ile köyümüze yerleşir. Kurmeş giderek yabancılaşacaktır.

Tersini düşünelim, Kurmeş li bir erkek Edirne li bir bayan ile evlenir. Onun köyümüze yerleşim hakkı var mı?

Evet var. O Kurmeş li dir ve bir Kurmeş li erkekle evlenmiştir ve erkeğin soyadını taşımaktadır.

Kurmeş li bir bayan hangi şartlardan Kurmeş e yerleşme hakkına sahiptir?

Eşinden boşanmış veya eşi ölmüş se köyümüze yerleşme hakkına sahiptir.

Kocası ölmüş veya boşanmış Kurmeş e yerleşme hakkına sahip olmuş bir bayanımız tekrarda kurmeş li olmayan bir beyle evlenirse, onun köyümüzde kalma hakkı var mı?

Bir başka erkekle evlenirse, bir zaman sonra köyümüzü tek edeceğini bilmelidir.

Zengin biri gelip Kurmeş te bir işyeri açarsa buna müsaade eder misiniz?

Tabi açabilir. Hatta burada işçi çalıştıracaklarını beyan ederse, Kurmeş te  istediği yerde kendisine çok ucuza arazi veririz.

Köyünü hangi sebepten olursa olsun terk etmiş, biçare ve yalnız kalmış bir insan köyümüze gelip sığınırsa onu köyünüze yerleştirir mi siniz?

Geçici olar köyümüzde kala bilir. Belli bir zaman sonra köyümüzü terk edeceğini bilmelidir.

Birisi köydeki malını satmak istiyor. Alıcı Kurmeş li değil de bir başka köylü ise tavrınız ne olur?

Her kes malını satma ve satın alma hakkına sahiptir. Hukuksal olarak hiç kimsenin  bir yerde yerleşme hakkının önünde engel olamayız. Bir Kurmeş li olarak, bir Kurmeş li den isteğimiz, malını Kurmeş linin dışında bir başka yabancıya satmamasıdır. Buna müsaade edersek Akdemir durumuna düşeriz. Orda her kes mal alma hakkına sahiptir. Abşek liler hep birbirleri ile mahkemelikler.

 

Biz Kurmeş liler Almanya, Türkiye nin farklı bölgelerinde mal mülk sahibi olma hakkına sahibiz. Neden bir başkası bizim köyde mülk edinme hakkına sahip olmasın?

Büyük şehirlerde fark etmez. Gidip Pertek te alsınlar. Biz küçük bir köyüz. Bizim birlik beraberliğimiz bozulacağında korkuyoruz. Seyd İsmail neden Qunçık ı yaptı. Eskide Pertek e  tek yol orda giderdi. Birbirini şikayet etmek isteyenlerin Qunçık tan öteye gidemeyip, birbiri ile barışı tavsiye etmiştir. Yabancı bunu dinler mi?

Köyümüzün merası büyüktür. Para karşılığında başka köylüler köyümüzün merasını kullanmasına müsaade etmez mi siniz?

Tecrübelerimiz oldu. Rahmetli Zeynel Aslaner Sınsor lu  bir sürü sahibini komüne yerleştirdi. Hayvanlar köy merasını kullanıyordu. Köylüler buna müsaade etmedi ve adam gitme zorunda kaldı.

İcar işini özel kişiler üzerin de değil de, köy heyeti üzerinde yapılmasına ne dersiniz?

Köy heyetinin buna ihtiyacı yoktur. Köy bütçesine belli maddi gelir getirse de köyün yeşil alanına çok zarar verir.

 

Üç saat üzerinde heyecanlı şekilde tartıştığımız bu konuda kadınlarımıza da söz hakkı  vermek istememe rağmen kadınlar görüş belirlemede uzak durdular. Kanımca onlar da çoğunlukta olan erkeklerin düşüncelerini paylaşıyorlardı. İki düşünce grubu ortaya çıktı. Geçler ve özellikle Avrupa da yaşayan gençler toleranslı konuya yaklaşırken, 50 de büyük  Avrupa da yaşı yanlar da dahil olmak üzere olanlar üç aşağı beş yukarı ortak görüşlere sahiplerdi.

Ertesi gün bu tartışmalara devam edeceğimizi  belirterek dağıldık. Doğrusu her kesin de yavaş uykusu gelmeye başlamıştı.

 

2 .GÜN

Ertesi gün aynı yerde toplanmaya başladık. Birinci günün vermiş olduğu heyecan ve ilgi ikinci günde bazıları belli konuları konuşmak için hazırlıklı gelmişlerdi.

İsmail Aslan bu gün adet ve geleneklerimiz üzerinde konuşalım dedi ve kendisine söz verildi.

Cenaze törenlerinde önemli hatalarımız oluyor. Eskide bir ölü olduğunda tüm köylüler cenaze töreninde bulunurlardı ve cenaze namazı kılınıp ölünün helalı alındıktan sonra, önde cenaze tabutu arkasında halk defin edilecek mezarlığa yürürlerdi.

Şimdi durum nasıl?

Şimdi cenazeden önce, halk  mezarlığa gidiyor. Cenaze namazı ve helalı alındığında  % 30 kalıyor. Bu geleneklerimize ters düşüyor ve ölüye bir saygısızlık olarak görülüyor.

Bu olumsuz davranış toplantıda hazır bulunan her kes tarafından onaylanır bir birlik sağladıktan sonra,

Ne yapmamız gerekir?

Kurmeş derneği, cenaze durumlarında köylüler olarak nasıl davranmamız gerekir konusunda  yazılı bir açıklama yapmalı ve köyümüzde dağıtılmalıdır.

Buna gerek var mı? Nasıl davranılması gerektiğini sizler söylüyorsunuz. Öyle ise buna uymak gerekir.

Bundan böyle Kurmeş liler olarak, cenaze namazı ve helalı alınmadan, cenazeden önce defin edilecek mezarlığa gitmeyip, cenazenin arkasında yürüyerek mezara gidilmelidir. Köylülerimiz dışında cenazemizi gelen komşu ve dostları uyarmalıyız. Onlar bu uyarıya uymazlarsa, biz Kurmeşliler kayıtsız şartsız bu kurala dikkat etmeliyiz konusunda bir görüş birliği sağlandı. ( Pratik gelecek cenazeler gösterecektir)

 

İkinci konu, Muhtar, suyun bilinçsiz ve tasarrufsuz şekilde kullanılmasında şikayetçi.

Muhtar söze devam etti. Çeşme sularının azaldığını, köyümüzün su ihtiyacını önemli şekilde sağlayan Çerme suyunun azaldığı, Kamışlıdan getirilen suyun mesafenin uzaklığında ötürü suyun buharlaştığını, su rezervlerin azaldığı günümüzde köylülerin suyu bilinçsiz ve tasarrufsuz kullanıldığını bildirdi.

Köylüler nasıl bilinçsiz ve tasarrufsuz kullanıyorlar?

Su şebekesi içme ihtiyacımızı karşılamak için getirildi. Köylüler içme ihtiyacından daha ziyade, bağ bahçelerini suvarma, evin etrafını serinlendirme, bazı ağaçlar iki haftadan bir veya aydan sulanma gerekirken her gün sulamaktalar.

Neden böyle yapıyorlar?

Su bedava olduğu için. Her kes kullandığı suyun parasını verse, hiç kimse gereksiz yerlere suyu harcamaz.

Bunun bir çaresi yok mu?

Her kesin evinde bir su saati var. Su saati olmayan birkaç evdir. Su saatlerini okuyacak bir kurum oluşması gerekiyor.

Şikayeti getiren  muhtar. Köy heyetinin çoğunluğu burada. Bunu bir karara bağlıyamaz mı siniz?

Ama nasıl olacak.

Amma dedikten sonra bu işler olmaz. Doğru gördüğünü yapmanız lazım. Açıkça biz bu işin altında çıkamayız dersen, hiç şikayette bulunmayacaksın.

Su konusu konuşulurken, suyun elektrik borcu gündeme geldi. Eski plak bir daha çalınıp dinlenildi.

Dernek olarak ne yapabiliriz sorusu soruldu.

Benim cevabım şu oldu. Borcunuzu verebilecek durumdasınız. Vermek istemiyorsunuz. Ne zaman suyunuzun elektriği kesilir, bağ bahçeniz kurur ve yavaş yavaş bitlenirseniz, o zaman  borcunuzu verebilirsiniz.

Ben ciddi şekilde söyledim onlar güldüler.

 

Üç gün boyunca köylülerimizle yaptığım toplantılarda moderetörlük yaptım. Konuşmak isteyen her kese sıra ile konuşma hakkını verdim. Ara konuşmalarına girmek isteyenleri susturmaya çalıştım. Sıra ile konuşmanın daha yararlı ve anlaşılır olduğunu anlatmaya çalıştım. İnsanlarımızın alışık olmadığı medeni kuralı katı ve tavizsiz bir şekilde uygulamaya çalıştım. İlk günde insanlar biraz zorlandılar ve kattı davranışı benden beklemiyorlardı. Kimisi alışkanlıklarında taviz vermek istemedilerse, benim katı davranışımı onaylayan ve doğru görenler karşısında susmayı terci ettiler. İkinci gün sanki biraz daha birbirlerinin sözlerini kesmemeye gayret gösterdiler. Üçüncü gün daha da bir düzelme gözlenmeye başladı.

Bunu bilinçli olarak yaptım. Konuşma ve dinlenmenin bir kültür meselesi olduğunu onlara anlatmaya çalıştım. Başarı derecesinin ne kadar olduğunu tespit edemedim. Toplumumuzun genel bir hatasıdır. Konuşma ve dinlemenin bir kültür meselesi olduğunu vurgulamalıyız.

İki gün söyleyişte hazır bulunanlar.

Haydar Banguş, Hıdır Banguş, Hıdır Tan, Halil Yılmaz, İsmail Tan, Hasan Uc, Ismail Aslan, Hüseyin Yılmaz, Hıdır Yılmaz, Kazım Imak, Ziyattin Ok, Mehmet Ali Öz, Hıdır Öz, Doğan Ber, Haydar Ber, Haydar Ber( doğanın oğlu), Zeynel Ber, Hıdır Ber, Mahmut Ber, Turgut, Abuzer, Ali Ber, Hıdır Imak, Bahattin Baysal, Serif Kurt, Selman Düzyar, Mahmut Irmak, Doğan Irmak, Cengiz Düzyar, Zabit Gürbüz, Hıdır Gayer, Hıdır Durmuş, Mahmut Tan, Hüseyin Tan, Mustafa Top, Murat Öz, Berdan Ber, Gürbüz ve Uc lardan birkaç genç

Bayanlar kendi aralarında toplanmışlardı.

 

Mehmet Yılmaz 18.19 Eylül 2010