Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

Hasan Güneri, Bir Vasiyetin Ardından 2 - Hıdır Güneri

 Ölümler her zaman insanları yakınlaştırır, dayanışmayı artırır ve daha hassas ve duyarlı yapar. Bu nedenle o zamanlarda hiçbir şeyin muhasebesi yapılmaz ve herkes elinden geleni yapmaya çabalar. Babamın ölümünden sonra yaşadığımız olayları ve rahatsız olduğum bazı gelişmeleri sizlerle paylaşmayı düşündüm.

 

Anladım ki ölümden sonra yapılan işlemler hiç de kolay değilmiş. Hayatın bir başka yönü ile orada da karşılaşıyorsunuz. Ölüm belgesini alıp mezarlıklar müdürlüğüne gittiğimizde bize her türlü yardımcı olacaklarını, hatta cenaze nakil işlemini yapacaklarını ve istersek berber gidecekler için de bir nakil vasıtası ayarlayabileceklerini ve bu işlemler için herhangi bir ücret ödemek zorunda olmadığımızı bildirdiler. Yani bütün cenaze hizmetleri Belediyeler tarafından ücretsiz olarak yürütülmektedir.

 

Fakat arkadaşlar, Babamın cenaze nakil ve hazırlama işleminin Kartal Cemevi nde yapılması için hazırlıklara başlamışlardı bizde orada devam ettik. Bu işlem için öbür tarafta hiçbir ücret ödemek zorunda olmadığımız halde burada 600 TL gibi bir ücret ödemek zorunda kaldık. Bu ücreti almadan da işlemlere başlamadılar. Kaldı ki Cemevlerin de herhangi bir farklı işlem de yapılmıyor. Yani onlarda aynen suni inanca göre cenaze hazırlama ve defin işlemi yapıyorlar. Bu üzerinde tartışılması gereken ve düşünülmesi bir konu, neden cemevleri? 

 

Benzer bir olayla da Pertek Belediyesinde karşılaştık. Mezar hazırlama, defin ve Elazığ’dan köye nakil için yine benzer bir miktar ödeme yapıldı. İstanbul’da ve her yerdeki belediyeler bu işlemleri ücretsiz yaparken defin işleminden sonra karşınıza yine 500- 600 TL masraf yapıldığı gerekçesiyle para talep edilmektedir.

 

Bence halkçı belediyeler vatandaşın cebindeki parayı devlette toplamaz, devletin parasını halk için harcarlar. Benzer bir durumu da arsa satışlarında görüyoruz. Halkçı Belediyeler alt yapısı ve imar durumu hazırlanmış yeterince arsa üretir ve bunları ucuza halka satarlar. Her defasında 3-5 parsel satışa çıkarmaz ve rekabet ile astronomik rakamlara devletin arsasını vatandaşa satmaz. Vatandaşın cebindeki parayı devlette toplamaz. Konumuz dışında olmasına rağmen bu da üzerinde durulması gereken bir başka konu.

 

Defin işleminden sonra dini tören yapılmaması nedeniyle ikinci bir cemaat baskısı altında kaldık. Köyde bazı insanlar zaten cenaze törenine katılmamışlardı ki bunları bir ölçüde anlamak mümkün. Ve saygı da duyulabilir. Ancak cenaze törenine katılıp ta dini tören yapılmaması nedeniyle tepki duyanlar ve bu tepkilerini ‘’hoca gelip kuran okumazsa bizde yemeğini yemeyeceğiz’’ şeklinde tehditvari dile getirenler de vardı. Hatta bunlar daha da ileri giderek gelmek isteyenleri de ‘’yemek vermiyorlar’’ diye yanlış yönlendirmeleri sonucu katılmayı da engellemeye çalıştılar ama bunda pek de başarılı oldukları söylenemez. Bunların kimler olduğu pek önemli değil, zaten biliniyorlar, önemli olan bu anlayışların mahküm edilmesi ve bir daha tekrarlanmaması ve arkadaşlarımın desteğini hisetmemdir.

 

Burada bir sitemimi dile getirmem gerekirse özellikle bazı arkadaşlarımın da böyle bir tavır sergileyip boykot etmesi ve yemeğe gelmemesi açıkçası beni üzdü. Mezarlıktan sonra kendilerini bir daha hiç göremedim. Yine Belediye başkanı köyde 3-4 saat kalmasına rağmen eve uğrayıp birkaç kelime acıyı paylaşma ihtiyacı duymadı. Bunun sebebini dini törenin yapılmayışına ve özellikle böyle bir ortamda bulunmak istemeyişlerine bağlıyorum. Politikacılar populist olurlardı ama bu kadar da olacaklarını düşünmezdim.

 

Bir diğer sitemim de İstanbul’da yaşayan köylülerime olacaktır. Hasan Aslaner, Aziz Öz ve Nihat Öz cenazeyi götürdüğümüz gün bizi yolcu etmeye geldiler. Hayri Düzyar bizimle beraber köye kadar geldi, kendisine çok çok teşekkür ediyorum. Köyden döndükten sonra ise sadece Muhip Öz ve eşi bizleri ziyaret edip taziyede bulundular. Ali Ekber Öz ise tatilden sonra geleceğini söyledi. Onun dışında şu ana kadar hiçbir köylümüz bizlere taziyede bulunmadı. Üstelik 5 günlük tatil olmasına ve bütün belediye otobüslerinin de ücretsiz olmasına rağmen. Hepsine kırgın olduğumu bilmelerini isterim.

 

Yine de ölümlerin konuşulmadığı sadece güzelliklerin ve dayanışmanın konuşulduğu güzel günlere dileklerimle.

 

Hıdır Güneri