Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

2 PROFESÖR VE TAHRİK OLMAMA EĞİTİMİ

 Tahrik kelimesi,  bizim gibi toplumlarda  sık sık kullanılan,çeşitli uygulama ve eylemlerin  gerekçesi sayılan,hatta ceza yasalarımıza giren bir  kelime.
     Arapça  olan bu kelime,kışkırtma veya kışkırtmak ayrıca, cinsel dürtü - duygu ve isteklerin arttırılması anlamına gelmektedir.
   "Tahrik etti,tahriğe kapıldı,bak tahrik etme veya tahrik ediyorsun,sakın tahriklere gelmeyin veya tahriklere kapılmayın,tahrikten dolayı ceza indirimi uygulandı v.s" gibi sözler toplumumuzda  sık sık rastladığımız şeyler...
     Sıvas,Madımak Oteli katliamında,Müslümanlar "tahrik" edilir, katliamı veya olayı hafif göstermenin gerekçesi  "tahrik" olur. 
     Çocuklar, polislere taş atar,polisler "gerekeni" yapar,gerekçesi  "polislerin tahrik edilmesi" olur.
İnsanlar çeşitli gerekçelerle veya sorunlarıyla ilgili eylemler  yapar,güvenlik güçleri "gerekeni" yapar, gerekçesi eylemcilerin slogan atarak  "güvenlik güçlerini   tahrik etmesi "olur.
     Bir grup bir takım eylemler yapar,buna karşı olan başka gruplar "tahriğe kapılır" çeşitli olaylar olur.
     Maçlarda goller atılır,bir takım diğerini yenince,diğer takım  "tahrik" olur ve olaylar çıkar.
Kişi bir başkasına el-kol hareketi yapar,küfür ve hakaretlerde veya karşısının hoşuna gitmeyen bazı söylemlerde bulunur,karşı taraf  "tahrik" edilir veya  "tahriğe"kapılır, böylece nahoş sonuçlar doğar. 
     İnsanlarımız "namus ve töre" nedeniyle tahrik edilir,bu gerekçeyle  Allahın verdiği canı alır,katil olur,çoluk-çocuğu yetim-sefil kalır,başkasına muhtaç olur,kendisi koteslerde ya çürür ya da öldürülür.Ve bu sonuçları "tahriğe" tercih etmiş olur.
     "Başkasının hayvanı tarlama  girdi,köpeğimi taşladı,çocuğuma bir tokat attı v.b " nedenlerle tahrik olur,komşular birbirine düşman olur,birbirini öldürür...
     Nasıl bir anlayışsa tavuk yüzünden  "tahrik" olup  birbirini öldürenler,cenazeyi kaldırdıktan sonra da millete yemek vermek için koyun keser,sığır keser...  
    Ezilen sınıflar veya ezilen halklar doğal haklarını isteyince,ezenlerin ağzından "sakın ha! bizleri tahrik etmeyin,biz tahriğe dayanmayız,dolayısıyla sizlere gereken dersi veririz"  diye tehditler savurabilir... 
     Bu tür örnekleri çoğaltmak mümkündür. 
2 Profesör. Birincisi, Selçuk Üniversitesinde ilahiyatçı.Diyor ki; "bayanlar,dekolte giyerse,erkekler tahrik olur,bunun sonucu taciz oluşursa,yalnız erkek suçlu değil,bayanda suça ortaktır." Kendisi ilahiyatçı olduğu için,sırf dini açıdan olaya baksa dahi,ilahiyatçılığıyla veya dinle çelişkiye düştüğünü unutmuş görünüyor ya da işine öyle geliyor.
     Dinin özelliklerinin veya emirlerinin  en önemlilerinden biri de.nefsine veya iradesine hakim olmak değil midir? Ki zaten insanı,hayvanlardan ayıran en önemli özelliklerden biri de,nefsine,iradesine,duygu ve isteklerine hakim olabilmek değil midir?
O zaman,zenginin malı-mülkü,ihtişamı,fakirleri tahrik et miyormu? Ki ediyordur,fakir zenginin malını çalarsa,zengin de fakir de yarı yarıya cezalandırılmalıdır.
     Baştakilerin,egemenlerin,yöneticilerin makamları,koltukları,aşkları,cariyeleri ve başka şeyleri,halkın önemli bir kesimini tahrik et miyormu?Ki ediyordur,o zaman bunlara karşı yapılan bir eylemde veya bunların elindekini zorla ele geçirmede de suçlar ortak olmalıdır.
Ya da ilk suçu bunlar işlediğine göre önce bunlar bu suçtan dolayı cezalandırılmalıdır.
     En başta oruç ibadeti niçin yapılmaktadır?Nefsine hakim olmayı amaçlamaktadır.Yani aç olduğun halde dayanacaksın,
karşında binbir çeşit yiyecek-içecek olsa bile,iştahın çekse bile kendini tutacaksın veya açlığın ne olduğunu yaşayarak bileceksin ki,tok olduğunda ya da zengin olduğun halde yoksulların-açların halini unutmayasın,onların açlığını ortadan kaldırasın diyedir.
     Ama hayır...Tüm bunlar da tahrik düşünülmez,varsa-yoksa cinsel konularda ve sadece de erkek açısından değil, kadın açısından "tahrik" ele alınır.Erkeğin de,kadını  "tahrik"ettiği ya da edebileceği hiç akla gelmez. 
     Tamam elbette ki yerini,zamanını,toplumunu  hiç mi hiç gözönüne almadan  "yılan"  karşı tarafın üstüne aniden  fırlatılırsa  tepki alınabilir.Her şeyde olduğu gibi  "ayar ve ölçünün" önemi bunda da sözkonusudur. 
      Tahriği, her  olumsuzluğun,her kötülüğün,hele hele cinsel suçların önemli bir gerekçesi olarak görüyorsak,en başta yapılması gereken şu olmalıdır;özellikle kırsal kesimde insanların her gün gördüğü hayvanların şeylerini,en önce de eşek ve atların cinsel organlarını,onların cinsel ilişkilerini insanı "tahrik" etmemesi için çözümler bulunmalıdır.  
     
     2.Prof ise,Niğde Üniversitesinden.21 Şubat Dünya Anadil Günü nedeniyle bir kanalda Diyarbakır Baro Başkanıyla tartışıyorlardı.Baro başkanı ana dil eğitiminin doğal bir insani hak olduğunu,dünyadaki  uygulamalardan çeşitli  örneklerle anlatmaya çalışıyordu, Sayın Profesör ise  ana dil eğitimine  karşı çıkıyordu,bir ara Baro Başkanı  "faili meçhullerden" sözetti,Prof. "failil meçhullerin" olmadığını söyledi ve sayın Prof. bir ara Baro Başkanına "insanı tahrik ediyorsunuz " diye  sert bir uyarıda bulundu v.s
      Demek oluyor ki bu toplumun Profesörleri bile "tahrik" oluyor ve "tahriği" işlenen suçun gerekçesi sayabiliyor ya da bir tartışma da bile hemen tahrik olabiliyorsa vay bu toplumun haline.
     Ki zaten halimizden belli oluyor."Tahrik" bahanesiyle,katliamlar,tecavüzler,öldürmeler v.b"
gırla gidiyor.
     Tüm bunların önlenmesi için ilkokuldan itibaren  "tahrik olmama" dersleri verilmeli,bu dersleri görmeyen 80 lik dedeler de  dahil olmak üzere  güvenlik güçlerimiz dahil tüm insanlarımız, hele hele  "erkeklerimiz"  "tahrik olmama" eğitimine,cinsel eğitime v.b  tabi tutulmalıdır. 
      Yoksa toplumumuzun hele hele müslüman toplumların bu "tahrik" nedeniyle "işi yaştır." 
Çünkü görüyoruz daha dekolte giyinen  batılı toplumlarda  "tahrik"nedeniyle  bu kadar cinsel taciz yaşanmamakta,kendisine sopalarla saldıran eylemcilere Güney Kore polisi  "tahriklere" kapılıp bizimkiler kadar sert davranmamaktadır. Onları inceleyip gerekenleri yapmalıyız.    "Çok yaparız ..."  
                                                                                                            Teman Dep-24.02.2011