Mahkemede Askeri Cezaevinde yaşadığı İşkenceyi Anlattı
ADANA 6’ncı Kolordu Komutanlığı Askeri Cezaevi’nde mahkum kıyafeti giymediği gerekçesiyle 20 yaşındaki er Murat Polat’ı işkenceyle öldürüp 6 askere de işkence yaptıkları iddiasıyla ömür boyu ve 15 yıla kadar hapisleri istenen biri yarbay, 4’ü başçavuş ve çoğu terhis olmuş asker toplam 30 askerin yargılanmasına devam edildi. Şikayetçilerden 27 yaşındaki Hasan Motu, cezaevinde işkenceye maruz kaldığını, çırılçıplak soyup kendisine cinsel tacizde bulunduklarını öne sürdü.
27 Temmuz 2005’te mahkum kıyafeti giymediği gerekçesiyle askeri cezaevinde işkence sonucu Er Murat Polat’ın öldürülmesi, 6 mahkum askere de işkence yapılmasıyla ilgili Adana 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davada tanıklar dinlendi. Duruşmaya davanın tek tutuklu sanığı Hüseyin Güldaşı ile tutuksuz Ramazan Güvercin katıldı. Diğer sanıkların avukatları ile işkenceyle öldürülen Er Polat’ın annesi Gülşen ve babası Kenan Polat’ın da katıldığı duruşmada işkence mağduru Hasan Motu dinlendi. Asker firarisi olarak geldiği cezaevinde üzerindeki tüm giysilerin çıkarılıp, dövüldüğünü ardından cinsel tacize uğradığını iddia eden Motu, şunları söyledi:
“Cezaevine geldiğimde üzerimdeki tüm giysileri çıkardılar. Külotum kalmıştı. Çıkarmak istemeyince Mevlüt ‘terhis olan asker Mevlüt Koçyiğit’ copla boynuma, kafama vurdu. Çırılçıplak yere çöktürdüler. Elimi yere koydurup parmağımın etrafımda dönmemi istediler. Mevlüt, bana cinsel tacizde bulundu, kaçtım. Oktay başçavuş (Oktay Ayçakmak) şınav çekerken üzerime çıktı. Şikayet edeceğimi söyleyince sırtımı duvara yaslatıp çömeltti, attığı dayaktan her yerim morardı. Tahliye olacağım zaman Mustafa yarbay (Cezaevi eski müdürü Yarbay Mustafa Soğukpınar) ‘Burada yaşadıklarını kimseye anlatmayacaksın. Bunun 5 yıldan 15 yıla kadar cezası var. Anlatırsan karşıma çıkarsın’ dedi. Dile kızgın tel batırma olayını duydum.”
2002- 2004 yılları arasında askeri cezaevinde tutuklu ve hükümlü olarak kalan 32 yaşındaki Hasan Özcan ise cezaevine yeni gelip kabadayı tavırları gösterenler ile mahkum kıyafeti giymeyenlerin dövüldüğünü söyledi.
Şikayetçi yakınlarından Gülşen ve Kenan Polat çifti tutuksuz sanıkların tutuklanıp en ağır cezaya çarptırılmalarını istedi.
Duruşma eksik belgelerin tamamlanması ve dinlenmeyen tanıkların dinlenmesi için ertelendi.
Er Polat’ı işkenceyle öldürdüğü iddia edilen tutuklu Hüseyin Güldaşı, daha önceki savunmalarında çok pişman olduğunu belirterek, “Murat’a giymesi için elbiseler verdim. ‘Ben bu elbiseleri giymem. Bana kimse giydiremez’ dedi. Biz de giymesi gerektiğini söyledik. Bu sırada Ramazan, Murat ile birlikte getirilen Ahmet Sambur’a iki tokat vurdu. Bunun üzerine Murat bize saldırmaya başladı. Cama fırladı, sandalye ve yumrukla camı kırmaya çalıştı. Bu sırada odada bulunan diğer gardiyanlarla ben Murat’a copla vurduk. Tekme ya da sopayla vurmadım. Murat’ı camdan çektiğimde kendisini dolaba vurdum. Diğer sanıklar neden beni suçluyor bilmiyorum” demişti.
Adana 1’inci Sınıf Cezaevi eski Müdürü tutuksuz sanık Yarbay Mustafa Soğukpınar ise, cezaevini yönergeler doğrultusunda yönettiğini belirtirken, “Benim verdiğim emir cezaevinde isyan çıktığında veya cezaevi idaresine karşı gelindiğinde zor kullanılarak etkisiz hale getirilmesidir. Çırılçıplak soyup çök kalk talimatı vermedim” diyerek kendini savunmuştu. Diğer sanıklar ise suçlamayı kabul etmemişti.Neşet Karadağ Radikal
Kurmeşli gençler Wiesbaden de ikinci buluşmasını gerçekleştirdiler. .jpg)


5-6 Ekim'de Galatasaray Üniversitesi'nde yapılması planlanan Sebahat Tuncel'in de konuşmacı olduğu
Cumartesi anneleri/insanları, 389. haftada, Devrimci 78'liler Federasyonu tarafından 3 Eylül'de açılan 12 Eylül Utanç Müzesini ziyaret etmek için Ankara'da bir araya geldi.
"Böyle bir hilkati garibenin bırakın dediklerini, ismini bile kaile ve kaleme almak yakışır mı? Ona cevap vermek için harcayacağım zamana, emeğe değer mi?" diye düşünmekten alıkoyamadım kendimi... Ama böyle bir rezilliğin cevabı da olmalı, kadın köşe yazarlarına baktım da pek bir kaile almamışlar bu fakiri ruhiyeyi! Ancak bu akıl ve ruh yoksunu dişi müsveddesine, bir kadın, bir anne, bir Kürd olarak, cevap vermezsem de kıvranacağım.
Roboski’de kaza yapan askerlerin yardımına koşan katliam mağduru Roboskililer, o anı anlattı. Katliamda oğlunu kaybeden Emine Ürek, ‘Yerde yatan asker bana bakıp ‘anne’ diye bağırınca koştum, elini tuttum. Ölmemesi için dua ettim” dedi. Medya ve bazı çevrelerin bu yardım eline şaşmasına da Emine Ürek şu yanıtı verdi: “Bizim çocuklarımız bombalandığı zaman bizim yardımımıza gelmediler ama bizler onların yardımına koştuk. Bizimki anne yüreği” dedi.
Yargıtay’ın, "Sosyalist Gençlik Derneği’nin MLKP/KGÖ ile organik bir ilişkisi tespit edilememiştir” kararı bulunmasına karşın, Kandıra 2 No’lu F Tipi Cezaevi’nde yaklaşık 3 yıldır tutuklu bulunan Balıkesir Üniversitesi Matematik Bölümü öğrencisi Uğur Ok, 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı.

