Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

Kurmeş Tanıtım Kitabı Yazı Kuruluna

 

Kurmeş tanıtma kitabını çıkarma girişimler içersinde olduğunuzu  bir çok defalar açıklamıştınız. Çıkarmak istenilen kitabında genel başlıklarını site aracılığı ile ilgililere duyurdunuz. Kanımca, çıkarılmak istenen kitap ta köyümüze ait konular ağırlıklı olmalıdır.

Genel bilgiler bölümünde, kültürel, aile ve sosyal yapı, din, sersal, gağend, xızır, 12 imam, cem, evlilik ve düğün törenleri, doğum ve ölüm törenleri, kivrelik, musayıp, adet, gelenek, görenekler, kurmeş den daha ziyade o bölgenin ortak değerleri olarak işlenirse daha iyi olacağını düşünüyorum. Birinci bölümde ziyaretler konusu, köyümüze ait mekanlar yazılabilinir. Garip, büyük ve küçük kozuk, Guncık iki türbe daha var. Biri şökürük yolu üstünde biride Bargiyan tarafındadır.( mahsumi pak ve mezeli sıpi şeklinde. Köyümüzün değer verdiği diğer bölgedeki ziyaretler ve türbeleri tarihleri ile anlatmak mümkündür.

Etnik yapı ve dil: Aşiret konusu iyi işlenmelidir. Başkalarının bizi nasıl değerlendirdiğine değil, bizim kendi kendimizi nasıl değerlendirdiğimize bakmalıyız. Bir çok araştırma yazılarında bizi bir aşiret olarak görmekteler. Ben hiç bir köylümde biz bir aşirettik lafını duymuş değilim. Her yerde bir aşiret olacağı kuralı yok. Bir çok büyük köyler varki, kendi isimleri ile anılırlar. Bunun bir çok nedenleri var. Köy çok büyük, yada  başlı başına  bir sancak özelliğine sahiptir. Kanımca bizim köyde geçmişte çok büyük ve kendi kendisini yönetecek bir durumda olduğu için aşiret ismini kullanmamıştır. Aşiretler dağınık ve belli bir alana yerleşik olmayan aile boylarıdır.  Kurmeşanlar kendi başlarına bir köydür. Herhangi bir aşiretle bağları yoktur. Koçgiri aşireti ile belli bağları olduğu anlatılır. Koçgiride başlı başına bir aşiret değil. Aşiretten daha ziyade belli bir bölgede yaşıyan kürt topluluğudur. Bu toplulukta Kurmeşlilerinde yer aldığı anlatılır. Yanılmıyorsam, Kurmeşli  haydar veya Halil adında birisi bu bölge topluluğuna uzun bir dönem önderlik yapmıştır.

Feratanlar la Kurmeşliler arasında bir yakınlaşma vardır. Bunun esas nedeni, Koçgiri aşireti belli bir yenilgi ve bölgede otoritesi boşaldıktan sonra, Dersimdeki bazı aşiretler Kurmeşliler üzerinde baskı ve otorite mekanizmalarını sağlamaya çalışırlar. Kurmeşliler kendilerini korumak için Feratan aşireti ile iyi ilişkilerini kurar ve Feratan aşiretine ganimet verirler. Kendilerini bazı aşiretlerden koruma amacı ile, feratanların mandasına girmeleri, bizlerin feratan aşiretine bağlı olduğumuzu getirmez.

Ezbetler konusu:  Belli bir alan içersinde veya sonradan dağılmış yakın kan bağı olan aile bireyleridir. Bizim köyde belli başlı  yedi ezbet bulunmaktadır. Bunlardan bir birine yakın olan ezbetler vardır.

Reşiyan ezbetine yakın olanlar, muskanlar, Geremamkanlar ve Gıştımanlardır. Bu konuda Halil İmak ile yaptığım bir söyleşi vardır. Bunu bir başka yazımda anlatmaya çalışırım.

Ozemanlara yakın olanlar  Ocanlar ( Sabıranlar) vardır.  Ve Aliyanlar vardır.

Ezbetler arasında aile bireyleri ve akrabalık dereceleri ile  mevcut olan soyad larla açıklanır sa şu  tablo ortaya çıkmaktadır.

Ocanlar: (Yılmaz, Top) , ( İdar _ Yalçın)

Ozemanlar: (Tani Banguş), ( Nadir , Çaliş ,Uç)

Muskanlar: (Öz , Ok) , (Ber ,İltimür)

Geremankan: (Irmak, Gürbüz) , (Gayer)

Aliyan: ( Kurt,Çakır) , (Baysal)

Kıştıman: (Düzyar, Dadaşut )

Reşiyan: (Aslaner, Aslan, Durmuş), (Sağ ,Tan), (İmak, Azak, Güneri, Özçelik)

Ezbetler konusunda bir çalışma yaptım ve sonrada bıraktım. Bu konuyu incelerken, köyün tahminler üzerinde tarihi ve yerleşim noktalarınıda incelemek lazım. Benim bu konuda kısaca araştırmamı şu şekilde belirtebilirim. Evlerin yerleşim alanları genelikle sulu alanlar dır. (Köyümüzün çok büyük olduğu söylenilir. Coğrafi sınırları güneyde Demrek ve Şökürük, Batıda Taxsu, Barav,  doğuda Zevrek, Cüçge, kuzeyde Abşeker, Inköyü olarak anılırdı. Doğruluk payı çok büyüktür. Bizim köyün bir mezrası olan Orcanın sınırları ta Barğini köyünün  altlarına kadar gider. ( Kurmeş Orcan hikayesi gündeme gelmektedir. Tarihi şahitlerin ifadesine baş vurulması gerektiğine inanıyorum) Bu konuyu genişletmeden, ezbetler konusuna gelelim. )

Köyümüzün şu andaki yerleşim alanı, kesinlikle 400 yıllık bir tarihi olduğuna inanmıyorum. Yerleşim alanında hiç bir tarihi kalıntı işaretleri yoktur. Köyümüzün esas yerleşim alanı deşt bölgesi olduğunu tahmin ediyorum. Deştın dışın da  Kılise semtinde olabileceğini tahmin etmiyorum.  Oralarda yapılacak kazılar köyümüzün yerleşimi hakkında daha güzel bilgiler vereceğini tahmin ediyorum. Mezarlık alanları genelikle  aşağı derede Pagan ve Barzıngan alanlarında raslanılır. Mezarlar genellikle yerleşim alanların dışında olduğu için, yerleşim yerleri mezarlara bir km uzakta olabileceğini tahmin ediyorum.

 İnsanlar neden yerleşim yerlerini terk etmişler sorusuna gelince bir çok nedenlerin olması ihtimalı vardir. Ya depremler sonucu çeşmeler çekilmiş, ya savaşlar nedeni ile yüksek yerlere göç edilmiş yada kıtlıklar olmuş, insanlar başka yerlere göç etmişlerdir.

Ben Deprem, kıtlık ve savaş  sonucu köylülerimizin mekan ve diğer alanlara göç ettikleri kanaatındayım. Göç meselesini incelerken kimler göç edebilir konularını araştırmak lazımdır. Buna ışık tutmak için günümüzdeki  özellikle yurtdışına göçe bakarsak, kimin şebek ye, uçak, yol parasını verecek gücü varsa, onlar genelikle göç ederler. Eskide, kimin atı, katırı, devesi öküzü  ve kesici aletleri varsa onlar göç etmişlerdir. Göç olgusu olmuşsa, köyümüzde kalanlar göç edecek durumda olmıyan  fakirlerdir.

Köyümüzün şu anki yerleşim alanına yerleşmiş köylülerimizin sahip oldukları tarla ve arazilere bakılırsa, en fakir olan ezbetler Reşiyan, Muskan, Geremamkan ve Kıştımlılar olduğunu tespit etmek mümkündür. Genelikle su alanlar, Ozeman, ve  Aliyan ve Ocanların elinde olduğu gözlenmektedir. Anlatılanlara dayanarak,şu an sahip oldukları alanlara değil, bundan 200 ve üçyüz yıl önce sahip oldukları alanlara bakılırsa, Ozemanlar ve Aliyanlar tüm sulak alanları ellerinde tuttuklarını görmek mümkündür. Bu konuyu daha da genişletmek ve kimin tarlasının önceden kimlerin elinde olduğunu ispatlamak mümkündür. Belki ileride Kurmeş linin bir merak eder, bu konuyu diplom veya doktora tezi olarak incelerse, akademik bilgilere kavuşabiliriz.

Horasan meselesi: İnsan oğlu hep kendisinin kutsal ve kutsal topraklardan geldiğini anlatmaya çalışırlar. Bazı insanlar, diğer insanlar üzerinde  fiziki olarak güçleri yetmediği zaman ruhsal olarak hakimiyet ve hükümlüğünü korumak için bunu kaldıraç olarak kullanırlar. Bu durumda geçimlerini sağlıyanların da var olduğunu göz önüne alınırsa, bizim köyünde Horosan dan geldiğini söylemesi normal anlayışla bakmak lazımdır. Dedeler ve Şixler mevcut hakimiyetlerini korumak için, kutsal topraklardan geldiklerini anlatırlar. Bu masal insanlara o kadar hoş geliyorki, diğerleride kendilerinin kutsal topraklardan geldiğini idda etmekteler. Kutsal kavramı başlı başına konuşulması gereken bir konudur. Mesela köylülerle yaptığım konuşmada, Bargini topraklarının Kurmeşlilerin toprak alanı içersinde olduğunu iddia eder ve Ağuçan a orda kendisine toprak verdiklerini söylerler. Çelişkili bir başka hikaye anlatırlar. Bir genç Ağuçanla birlikte fırın ateşine atılır. Genç çocuk yanma tehlikesi ile korkar ve fırından çıktıktan sonra, gencin başındaki fesin küçük şekilde yandığı için ona kum reş li derler ve Kurmeş insanı ondan türediği masalını anlatırlar. Bir önce anlatılanla çelişki ortaya çıkıyor. Bargini topraklarını Kurmeşliler Ağuçan a verdiklerini söylerlerken, Kurmeşlilerin Ağuçan la birlikte fırına atılmış bir çocuktan türediklerini söylerler.

Tarihi olaylar konusunda bir düşünce belirtemiyeceğim.  İsyan kelimesi ne derece doğru bunu iyi değerlendirmek lazım. Bence isyandan daha ziyade koruma ne savunma kullanılırsa iyi olur.

Sosyal kültürel gelişmeler de günümüzdeki delilere dayanılırsa daha iyi olacağını düşünüyorum.

 

Sizin başlık konularına almadığınız şu eksiklikler vardır.

Doğal ve tarihi yapılar: 

Gelin taşı: Bunun hikayesi vardir. Hikaye anlatılırken, bilimsel olarak peri bacalarının nasıl oluştuklarını da yazmak gerekir. Peri bacalar gelelikle kum ve kireçli kayalardan oluşur. Yağmur ve rüzgarın etkisi ile yukarıdan aşağıya dogru  silindir şeklini alırlar vs....

Mağaralar: Köyümüz sınırları içersinde olan mağaraların tabii mağaralar değil, insanlar tarafından yapıldığı, mağarada kullanılan alet izlerinde görmek mümkündür. Bir başka anlamda, köyümüzde taş devrinde insanların yaşadığı ve taş dervine tekabül eder tarihi yapıtların mevcut olduğunu detaylı şekilde dile getirmek lazım. Mağaralar ve Gelin taşı gelecekte köyümüzün en önemli turizmin  ilgi alanları olduğunu ve bu yerlerin UNESCO nun koruması altına alınması ve turizme açılması gerekliği vurgulanmalıdır.

Ürünlerimiz: Hayvancılık, hayvansal ürün çeşitleri ve özelikleri anlatılmalıdır. Peynir, Lor, ilk kuzlamadan sonra sütte yapılan çörek, tulum peyniri, tuzlu peynir, çökelek ve çökelek çeşitleri, bunların nasıl yapıldığı, yayık, yoğurt, ayran, vs....  Koyun  Kuzu Kırpma, Kuzuları annelerinden ayırma zamanı, Koçları ve tekkeleri sürüden ayırma zamanı, koçları sürüye katarken yapılan merasim,  çoban ( çobanlarda kendi aralarında beceri ve yeteneklerine göre guruplanırlar. Baş çoban, sağma, kırpma, tuzlama ve sulama ve temel beslemeleri bilendir) Çoban keçeleri, kaval,  kısacası çevre köylülerin bilmediği üretim yaşam şekillerini anlatmak gerekir.

 

Koyun ve keçi yünlerinden yapılan ürünler. keçe, kilim, cacım, döşek, yorgan, siyah çadır, çuval, hakip, yastık, halı, alt desen halısı ( yıli), palan vs..... 

Köy kökeni: Bu konuda  köy haritasını çıkarırken, köyümüzün semt isimlerini yazmaya çalıştım. 60 ın üstünde semt isimlerini yazdım. Bu isimlere bakılarak, bunların hangi dilden geldiğini tespit etmemiz mümkündür. Bir yerleşim alanında hangi kültür ve toplulukların yaşadığı, orda bırakılan tarihi kalıntılar ve alanda kullanılan isimlerle belirlenir. 60 ın üstündeki semt isimlerinin % 95 ninin kürtçe kelimelerden oluştuğunu görmek mümkündür. Harita daha güzel çizimi ile  kitaba alınmalıdır.

Din: Alevi inancında olan köyümüzün pirleri kimlerdir. Bunların adlarını yazmak lazım. Cem törenlerinde 12 görev dağılımında, hangi aile hangi görevle görevlendirildikleri yazılmalıdır. Süpürgeci kimdir. Postacı kimdir.... vs. Bunlar merakla okunulacak ve tarihi görevleride sülale boyu devam edilmesi gereken  kutsal görevlerdir.

Alevi inancındaki insanlarımız üzerindeki Zerdüşt inanci da işlenmelidir. Güneş, ay, yıldız, dağlar, belli ağaçlar, ateş vs...

Soyağacı:  Bunu çıkarmak mümkündür. Her ezbette, biraz kalem yalamış, aile geçmişleri konusunda bilgisi olanların, bilgilerine baş vurulursa soyağacını çıkarmak mümkündür. Ben Ocanlar konusunda çıkardığım soyağacı ile, Ocanlıların 400 yıllık aile yapısına kadar gidebiliyorum.

Aslında elimizde bazı imkanlar vardır. Bir çok tarihi şahitlerimiz halen yaşamaktalar. Onların bilgilerine baş vurmamız gerekir. Her ailede birisi soyağacı konusunda bilgi verebilecek durumda olduğuna inanıyorum.

Çıkarılacak kitap, genel araştırmalardan daha ziyade, tarihi şahitlerin verdiği bilgilere dayanılarak çıkarılırsa daha iyi olacağına inanıyorum. Kitap Kurmeşli okuyucularına hitap etmelidir. Eksiklikler ileride  yazdığım gibi, bir kurmeşli bu konuyu diplom veya doktor tezine alıp daha detaylı incelene imkanı olabilir.

Kitap sonuçları vermemeli. Bir dokumentasyon kaynağı olmalı sonuçlar ileriki araştırmalarda verilmelidir. Ben her  konuda kesin sonuç dan daha ziyade, kısmı tahminleri  öne  çıkarırsak daha iyi olacağını düşünüyorum.

Yazılar :  Sitede bir dizi yazılarımız var. Benim yazılarımı bırakmanıza müsaade ediyorum. Bir sürü anıları siteye yazdım. Onlarıda kullanabilirsiniz.

Çalışmalarınızda başarılar dilerim. Benim yazmam gereken bir konu varsa, taleplerinizi beklerim.

Mehmet Yılmaz 19. Mart 2010