Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

TERTELÊ DERSÎM (DERSİM SOYKIRIMI)-Haydar Işık

Atatürk'le aynı arabada Kürt giysileri içindeki Diyap Ağa fotoğrafını anımsayanız.O zaman Atatürk'ün Diyap Ağa ve Hasan Hayri Bey gibi Dersimli nüfuz sahibi şahsiyetlere ihtiyacı vardı.Köprüyü geçene kadar, ayıya dayı dediler.Ama işleri bitince köklerini getirdiler. Dr. Şivan bu gerçekliği 60'lı yıllarda söylemişti. Bu devlet ile barış mümkün değildir.Nitekim Dr. Şivan'ın aile fertleri 54 can kadın, kız, çocuk, hamile kurşuna dizildiler.Dersimli Diyap Ağa ve diğer dört Dersimli atanan mebuslar, Türk devletinin kuruluşuna yardım ettiler. Ancak devlet; ordu, polis, yargı, bürokrasi, basın ayakları üzerine oturunca, Kemal Atatürk gerçek soykırımcı yüzünü gösterdi.Türk Ulus devleti her insanı Türk, her inancı Hanefi görüyor.Kürtler bu şablona uymadıkları için, Şark İslahat Kanunu çıkarıldı. Şeyh Said İsyanı ve Ağrı İsyanı kanlı bastırlıdı.Alman sosyal demokrat gazetesi Vorwaerst Ağustos 1930 yılında şöyle yazar: „Türk ve Fars bölgesindeki başkaldırı bastırıldıktan sonra, Kürtlerin kaderi Oriyent tarihinde bir daha görünmeyecek şekilde mühürlendi.“Ararat, Kürtlerin son isyanıydı. Ama Dersim'de devlete karşı en ufak karşı koyma yoktu, ne Koçgiri'ye ne Şeyh Said ve  ne de Ağrı'ya arka çıkmıştı Dersimliler. Kendi otonom bölgelerinde aşiret sistemiyle dünyaya kapalı aralarında çatışmalı yaşadılar.Türk devletinin asıl amacını anlamak bir yana, devletin propagandasına kapıldılar. „Kemal Atatürk Alevidir.“ „Dersim öz be öz Türktür.“ „Dersim Horasan'dan gelen Türkmenlerdir.“ Osmanlıda yalan tükenmez, Dersimli Kürtler bu yalanlara inandırılır.Tan gazetesi 1935 yılında Dersimlilerin; Timur Lenk'ten kaçan Horasanlı Türkmen olduğunu, bunların batı Anadoluya dağıtılıp tekrar Türklüğe kavuşmasını önerdiği bilinir.Sonra hükümetlere bilinen raporlar hazırlanır.1935 yılında Dersim adı Tunceli yapılır. Aşiret beyleri müteahhit yapılır, askeri erzak ve levazımı taşıma onlara verilir.Ve her kasabaya bir kışla yapılır.4.Mayıs 1937 tarihinde Kemal Atatürk, Dersim'e saldırı emrini verir.Manevi kızı Sabiha Gökçen'in beline tabancasını bağlayıp Dersim'de soykırım yapması için gönderir. Gökçen de köylere 50 kiloluk bombalar atarak, köyleri yerlebir eder. Mağaralara sığınan yaşlı, çocuk ve kadınlara karşı zehirli gaz kullanır. İnsanları samanlıklara doldurup yakarlar.Seyid Riza görüşmeler için Erzincan' a çağrılır, ama kalleşlik bu ya Muti köprüsünde yakalanıp Elazığ'da hapsedilir. Sonunda ne ile yargılandıklarını bilmeyenlerin içinde, katillerin yalan ve hileleri önünde diz çökmez, 1937nin 14 Kasım'ında darağacına rap rap yürür.

Dersim aşiretleri kandırılır. 1937 yılında, biz sadece Avasan, Demanan, Heyderan aşiretlerini tedip ve tenkil edeceğiz, sizin kılınıza bile dokunmayız, derler. Fakat 38 gelince katliamın nasıl boyutlu olduğu görülür. Ama artık iş işten geçmiştir. İşbirlikçi beyler ve sakin duran aşiretlere korkunç bir soykırım uygulanır.Necip Fazıl Kısakürek, bunu Shakepeare'in fantazisini aşan düzeyde görür. Çocukluğumda yaylaya gittiğimiz kutsal Dağ Duzgin'in eteklerinde kemik harmanları olduğunu bilirim. Annem, bahsedilen dağın vadisinde yaşanan katliamı, ormanda beni emzirirken seyreder. İnsanları ağaç kütüklerine bağladılar, gaz döküp yaktılar, derdi.Kırklı yılların başında bizim eve gelen bir Demeniz (Demenanlı) anlatmıştı. Bilindiği gibi bu büyük Demenan aşiretinden çok az insan kurtuldu. Bu perişan adam anılarını anlatırken, „Biz Mısto Kor'u (Kemal Paşa) yaraladık dedi. Bu ifade Kemal Atatürk'ün bu soykırımın baş mimarı olduğunu gösteriyor.

Çünkü planından uygulamasına karşı her yerde o var. Halklar Hukuku Profesörü Ronald Mönch 2008 yılında Brüksel Avrupa Birliği salonunda yaptığımız konferansta şunu ifade etti.Dersim'de yapılan soykırımdır. Devlet Başkanı Kemal Atatürk, onun kabinesi, ve sorumlu generalleri, bölge valileri; bugün uygulanan ölçülere göre insanlığa karşı suç işlemekten ötürü uluslararası mahkemeye çıkarılırdı. Fritz Sitte, Kemal Atatürk'ü geçen yüzyılın en kanlı generali olarak tanımlar. Dersim'de katledildikleri söylenen 70.000 Dersimli Kürdün kanından Kemal Atatürk birinci derecede sorumludur.Bugün Dersim onun partisi CHP'ye oy veriyor. Kemal Atatürk'ün posterleri cemevlerine asılıyor. Hatta Kemal Atatürk'ün bu soykırımdan haberi yok dedikleri biliniyor. Dersimliler katilini seviyor. „Biza dirvetine vergê xo dima şona.“ Yaralı keçi kurdunun ardından gider, dediklerini çok duydum.

Bu tavır Dersimlilerin Stockholm Sendrom'una yakalandıklarını gösteriyor. Binlerce Kürt kızının „besleme“ olarak götürüldüğü, askerin eline geçmemek için kendilerini uçurumlardan atan gelin ve kızlarını unutan Dersimlilerin Kemal Atatürk'e peygamber seviyesi vermesi, katledilen on binlerce insanımızın ruhuna yapılacak en büyük hakarettir. Başbakan Erdoğan özür diledi ve bilinen bazı belgeleri açıkladı. Aslında özür dilemek soylu bir davranıştır. İçi doldurulursa ancak soyluluk kazanır. Sayın Başbakan, Kemalist barbar devletin adına özür dilerken, „tek millet, tek dil, tek din...“ devlet ideolojisini sürdürüyorsa, özür  Kürdistan'a hakaret görülür. Sayın Başbakan, devletinin „böl ve yönet“ politikası gereği özür diliyor.Dersim'in Kürt ve Alevi halkını kendi soydaşına karşı kullanmayı amaçlıyor. Özür dileyen devletin tepesindeki zat, eğer küçük nehir üzerinde 20 baraj yapıp, Dersimliyi sürüp demografiyi bozarsa, dağlar her gün bombalanır, ormanlar yakılırsa, bu nasıl özürdür.Dersim adını geri vermeyen kendisi olunca, özür ne ifade eder? Kürt çocuklarına anadil eğitim ve öğretimi devlet okullarında verilmedikçe bu nasıl özür oldur?Dersim'de demokratik otonomi verilmedikçe, Dersimlinin zarar ziyanı telafi edilmedikçe, yapılan iş sadece Dersimli olan Kemal Kılıçdaroğlu'nu köşeye sıkıştırmaktan öte bir anlam ifade etmez. Kemal Kılıçdaroğlu ise, bu partinin başına Kemalist kimliği ile gelen birisidir. Hatta Kürtlüğünü gizleme çabasına giren haramzadedir.Soykırımın 70. yıl dönümü 2008 yılında DERSİM 38 KONFERANSI'nı Brüksel AB-Parlamentosunda hazırlarken, Başbakan bu konferansın yapılmaması için tüm devlet gücünü seferber etmişti.Biz; (KNK, Dersim'i Yeniden İnşa Cemiyeti, Yek KOM, Demokratik Aleviler Federasyonu, Kurmeş Derneği...) buna rağmen bugüne kadar uluslararası dört Dersim 38 Konferansı gerçekleştirdik.Kürt soykırımı devam ediyor düşüncesinden hareketle Uluslararası Ceza Mahkemelerine götürme aşamasına getirdik.Kürtler anadilini öğrenmedikçe soykırım sürüyor.Kürtler büyük nüfusuna rağmen bırakın federasyon otonom bile değillerse, Kürt kimliği ve kültürü hala anayasal yasak altındaysa, Türk devletinin 20'li yıllardan başlayan soykırım politikasının sürdüğünü gösterir.Dersim'e sahip çıkan, Kürde ve yapılan tüm soykırımlara sahip çıkar.Çünkü Dersim, Kürdistan soykırımlarının son ve acılı halkasıdır.