Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

'Unutmayacağız kefensiz toprağa düşen onur çiçeklerimizi!'

 75 yıl önce bugündü, karanlıklarla boğulan yaşamımıza acı üstüne acı yaşadığımız günlerdi. Laç Deresi, Halvori, Mazgert, Hozat her biri insanlığın utancı olarak tarihe not düşüldü. Ana karnında süngülenmiş bebelerin, uçurumlardan atlamak zorunda kalan kadınlarımızın onurlu direnişlerinin insanlık adına kaydedildiği günlerdi.

 

75 yıl önce bugündü, gün ışımadan tutsak edilmiş pirimiz Seyid Rıza, Wuşené Seydi,Fındıq Ağa, Küçük Hasan (Hesené Yivrayimé qıji), Aliyé Mirzali.,Hesen Ağa (Arekili Cebrayil Ağa nın oğlu., Resık Wuşen. (Seyid Rıza nın oğlu Seyd Wuşen) ceberut zihniyetin kara cellâtları tarafından idam sehpalarında asıldıklarında yitirmiştik vicdana, adalete olan inancımızı.

Dünden bugüne çok acılar yaşadık. On binlerce insanımızı toprağa kefensiz gömdük, sürüldük dört bir yanına yabancı diyarların. Çocuklarımızın saçlarını kim tarardı bilemeden geçti yaşamımız. Zalimlerin elinde soyuna düşman, cellâdına âşık bir nesil yaratmak istediler.

Oysa hiç unutmadık aradan geçen kara yıllarda ne acılarımızı, ne de yitirdiklerimizi. Tarih hiç gülmese de Dersime, kara bulutlarla geçse de ömür unutmadık sürgündeki canlarımızı, evlatlık verilen kızlarımızı.

Unutmadığımız bir şey daha vardı alınması gereken öcümüz, pirlerimize verilmiş sözümüz. Çünkü biliyorduk ki ikrarı unutmak, sözü geçmek, öcünü bilmemek kendini inkârın adıydı.

Bu dağlar acılarımızın tanığıydı, kan kırmızı akan Munzur şahidiydi yaşadığımız zulmün. Laç Deresi unutur mu, Zarife’nin yoldaşlarını.

Unutulmayanlar kadar ,değişmeyenler de yazılmıştı alnımıza bir kader niyetine.Sanki tezahürü Muaviye zulmünün .Dağ ,taş artık ovalar zulmün kaleleri olmuşsa,ölümler ile tüketmek istiyorlarsa Seyit Rıza evlatlarını,zindanlarda tüketmek istiyorlarsa Alişer yoldaşlarını, çare yok alnımıza yazılan kader olamaz.Yeniden düşer bize dağlarda Hüseyni bir onurla direnmek..

Bitmeyen bir kavganın ,sönmeyen özgürlük ateşinin kıvılcımları daha gür yanıyor şimdi Zel dağında,Munzur Baba’da,Kırmızı Dağ’da..

Tam 75 yıl oldu Muaviye ,torunlarıyla Muaviye olmayı sürdürüyor. Yine gençlerimiz al kanlarıyla boyuyor kutsallarımızı, yine zulmün karşısında direnen Zarife’nin yoldaşları Zilanlaşıyor, umudu yarına taşıyor.

Zilanlaşanlar yeniden yazıyor tarihi, Mazlumlaşıp direnen halkımın ödünsüz direniş sevdasında. Kimse korkmaz artık zulmün adı kanla yazılsa da.

Kutsallarımız sular altında kalırken Gole Çeto’da, Ana Fatma’da dualarımız direnişe yoğruluyor. Usumuzda pirimizin sözleri” evladı Kerbelayıh ayıptır, günahtır, zulümdür”.

Şimdi artık ağlama zamanını aşan direniş türkülerinin yankılandığı coğrafyamızın öten özgürlük şahinleriyiz. Özgürlük andımız Alişer’in klamlarında yakılan ağıdın, anda buluşan direnişin adıdır.

Tam 75 yıl oldu unutmadık kefensiz toprağa düşenlerimizi. Şimdi kefensiz toprağa düşenlerimiz karanlığımızı aydınlatan meşalelerimiz.

Ve biz and içtik, unutmayacağız ne zalimlerin sehpalarında bugünleri aydınlatan pirlerimizi, ne de uçurumları özgürlüğün meskeni yapan kadınlarımıza verdiğimiz sözü.