Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

Kayıplar -Ayfer Ber

Siz hiç babalar gününde babanızı kaybettinizmi?

Siz hiç sevgililer gününde sevgilinizi kaybettinizmi?

Siz hiç çocuğunuzun doğum gününde çocuğunuzu kaybedip her kapı çalındığında,her telefon çalındığında,izlediğiniz haberlerde omu,ona benziyordu,sokakta gezerken oğlunuza ,kızınıza benziyor diye koşup onun adıyla çağırdınızmı?

Günlerce,aylarca,yıllarca uyumadan eşinizi,çocuğunuzu,anne ve babanızı bekledinizmi?

Siz hiç telefonda çocuğunuza yapılan işkence seslerinin acısını duydunuzmu?

Sizin hiç kapınızın önünde gözaltında kaybettirilen çocuğunuzun ayakkabısı bırakıldımı?

Kayıplar..Bir gün evinden,işyerinden,okuldan,sokak ortasından kaçırıldılar ve kaybettirildiler.İşkencelerden katledilip, kurşuna dizilerek faili meçhul cinayetlere kurban gittiler.

Kimsesizler mezarlığına,yol kıyısına ,ormanlara atıldılar.Kimi daha çocuk,kimi baba,kimi anneydi.Sendikacı,yazar,işçi,devrimci,yurtseverdi.Düşünceleri için katledildi on binlerce insan.

Anadolu 90´ yıllarda adeta bir kayıplar diyarıydı.Evinde çıkıp bir daha geri gelmeyen yargısız,sorgusuz ve sualsiz herhangi bir yerde tutuklanıp infaz edilen insan sayısı onbinleri gecmekteydi.

Şu an Kürdistanın her yerinde toplu mezarlar açılmakta.Cocuklarını,eşlerini,yakınlarını kaybedenlerin direniş sesleri yükselmekte.Tıpkı Nevala kasabada olduğu gibi.

Susma Sustukca Sıra Sana Gelecek diyen Cumartesi Annelerinin sesi yankılanıyor Ülkenin derin ve ıssız sokaklarında...

Her cumartesi bıkmadan,yılmadan tüm gözaltı baskı ve sindirme politikalarına karşı faili meçhul cinayetlerin aydınlığa çıkması için 16 yıldır mücadele ediyor Cumartesi anneleri.

Uzun zamandır gündemde olan, yaptıklarında pişman olan ve korkunç itiraflarda bulunan Ayhan Çarkın terörle mücadele adına bin kişiyi ben öldürdüm demesi ise gözaltında kayıpların korkunç bilançosunu göstermekte.

Geçen seneki Antalya Altın Portakal film festivalinin ödülünü Pres filmi aldı.Film Festivali neredeyse her sene tekrarlanan olaylara tanıklık etti.Geçen sene Pres filmine hazmedemeyenler bir önceki sene ise Min Dit filminine ve ekibine hazmedememişlerdi.

Kürtçe konustukları icin yuhlanan ve eleştirenlere en iyi yanıtı Nur Sürer verdi Antalya Altın Portakal film festivalinde.

Nur Sürer aldığı ödülü şu an okula gidemeyen, taş attıkları icin cezaevindeki Kürt cocuklara adıyorum demesi ise  çok ama çok anlamlıydı.

Pres filminde ülkemizdeki 90li yılların gazetecilerin hayatlarını anlatan gercek öykü ve hayatlardan ibaret.Filmin ödülünü alan yönetmen ödülü o dönem faili mechul cinayete kurban giden cok degerli gazeteci Musa Antere adadı.Basında takip ettigim kadarıyla binbir emek ve çabayla hazırlanan bu tür değerli yapıtların sahiplenmede eksik oluşumuz.

Mın Dit filmi´de Gazeteci olarak çalışan babaları ve anneleri´nin çocukları´nın gözlerinin önünde öldürülen ve geriye sadece altı aylık Dilovan´ın kalması,onlara bakan teyzelerinin ise bir gün onunda ortadan kaybolmasını konu alan gerçek bir hayat hikayesi olması.Anne ve babalarının katledilmesiyle çocukların sokaklardaki amansız çetin yaşamını anlatan önemli bir yapıt. Bu filmin en değerli yanlarından biri ise Filmin öyküsünü yönetmenle birlikte senaryo yazarı geçen sene kaybettiğimiz "HER DAĞIN GÖLGESİ DENİZE DÜŞER" kitabıyla tanıdığımız Evrim Alataşın´da mirasının olmasıydı.Filmi yazarken bir  Kürt atasözünde esinleyerek filmin senaryonsunu yazan Alataş" Kapının önündeki ot acıdır "diyerek filmi çekerken çektiği zorlukları anlatmakta.

Geçen 2 yıldaki bu ödüller bence cok degerli ve anlamlı.Kayıplar adına çok önemli.Musa Anter şahsında faili meçhul cinayetlere kurban giden,gözaltında kaybedilen,yargısız infaz edilen,düsünceleri ve verdikleri mücadeleler icin kaybettirilen binlerce insan icin önemliydi Pres ve Mın Dit filmleri.

Kısacası 325. keredir Galatasarayı Özgürleştiren CUMARTESİ ANNELERİMİZ ve yüreğimizde okyanuslar kadar derin taşıyacağımız kayıplarımız için önemli... .........