Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

Ruhi Su: Ezilenlerin Sesi

Tüm hayatını sanata ve mücadeleye adayan, çağdaş halk ozanı Ruhi Su'nun 25. ölüm yıldönümü. Ezilenlerin yüreğinde taşıdığı sanatçı, 12 Eylül yönetiminin engellemeleri yüzünden tedavi şansı bulamadı ve 20 Eylül 1985'te yaşamını yitirdi.

Mehmet Ruhi Su, 1912 yılında Van’da Ermeni bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Kendi deyimiyle, “1. Dünya Savaşı’nın ortada bıraktığı” bir çocuktu, annesini ve babasını hiç tanıyamadı. 10 yaşına dek ona sahip çıkan yoksul bir ailenin yanında kaldı, yatılı okullarda geçti eğitim yaşamı.

Kimsesizler yurdunda tanıştı müzikle, halkın ezgileriyle. Türkü söylemeyi seviyordu. Önce Müzik Öğretmen Okulu’na girdi, daha sonra Devlet Konservatuarı’nda eğitim gördü. Bir süre müzik öğretmenliği yaptıktan sonra opera sanatçısı olarak çalışmaya başladı.

Ruhi Su, o kendine özgü sesi ve müzik tarzıyla Pir Sultanlar’ı, Karacoğlanlar’ı, Nesimiler’i ve daha nice halk ozanını günümüze taşıdı. Nazım Hikmet'in şiirlerini besteledi.

Bir devrimci ozan olarak Ruhi Su, 1951'de "'51 Tevkifatı" olarak bilinen, TKP'ye yönelik büyük tutuklama dolayısıyla hapise girdi. Sonradan eşi olan Sıdıka Umut'la birlikte İstanbul'da Sansaryan Han'da ağır işkencelerden geçti.

Su, 141. maddeden yargılanarak 5 yıl cezaevinde yattı. 20 ay Konya’nın Çumra ilçesinde polis gözetiminde kaldı. Bu arada Devlet Operası'ndaki işine son verildi. Sanatçı, 1975 yılında “Dostlar Korosu”nu kurdu.

Sevdanın da isyanın da sesi oldu

Türkülerinde sevdanın da, isyanın da sesi olan Ruhi Su, hep ezilenlerin tarafında söyledi sözünü. Güzel bir dünya için, özgür ve eşit bir gelecek için kavga verdi müziğiyle. Sanat ve sanatçıyı mücadelenin bir aracı olarak gören Ruhi Su, sanatın ve sanatçının toplumdaki görevini şu sözlerle anlatır;

"Hangi türü olursa olsun sanat bir eylemdir. Sanatçının düşüncesi de, sevgisi de sanatında belli olur. Devrim sözcüğünden, uygarlığa, özgürlüğe ve insanca yaşama yönelik çabaları anlıyorum. İster hazırlayıcısı, ister yansıtıcısı olsun, sanatın da (sanatçının da) hem bu çabaların içinde, hem de bu çabaların sonucu olarak var olması gerekir."

"Toplum bir savaşımın içerisindeyse, müzik o savaşıma da katkıda bulunmalıdır."

12 Eylül'ün karanlığında ölüme terkedildi

Amansız bir hastalığa yakalandığında devlet ona yutdışında tedavi olması için pasaport vermedi. 12 Eylül karanlığı yaşanıyordu, devrimciler, ilericiler katlediliyor, hapishanelere atılıyor, işkence görüyorlardı.

Ruhi Su da, bu karanlık günlerden nasibini aldı. Tedavi göremediği için hastalığı ilerledi ve 20 Eylül 1985’te yaşamını yitirdi.

Cenaze töreni, 12 Eylül karanlığının ardından en büyük gösterilerden birine tanıklık etti. Mimarlar Odası İstanbul Şubesi'nin açtığı bir proje yarışmasıyla Zincirlikuyu Mezarlığı'nda ana kaidesi camdan olan bir anıtmezar yapıldı. Ama mezarı bile kurşunlanarak cam kaide hasar görmekten kurtulamadı.

Sanatçının albümleri

Seferberlik ve Kuvayi Milliye (1971), Yunus Emre (1972), Karacaoğlan (1973), Pir Sultan Aptal (1974 ), Şiirler, Türküler (1975), Köroğlu (1976), El Kapıları (1977), Sabahın Sahibi Var (1978), Semahlar (1979), Çocuklar Göçler Balıklar (1980), Zeybekler (1982 ) isimli çalışmaları ile tanınan Ruhi Su'nun bugüne kadar 18 müzik CD si ve 25 müzik kaseti çıkartıldı. Kitapları yayımlandı.