Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

8’ê Adarê Pîroz be!.. Hülya Yer

Beş bin yıllık geri eril zihniyetin hakimiyeti altında, bütün kadınlık değerlerimizin düşürülüp yerle bir edildiği, kadına biçilen rolün; mutfak, çocuk doğurma fabrikası, erkeğin karısı, cinsel obje, yok sayılan emek, savaşlarda en büyük ganimet ve sömürü unsurunun en dip sınırı ve işte bütün bu değersiz hallere getirilen biz kadınlar!...

 

 

Devlet, erkek ve yargı eliyle katliama uğrayan ve günde en az 5 kadının katledildigi, erkek vurdukça erkegin korunduğu, „çocukda olsa kadında olsa geregini yaparım“, „önce kadını vurun“ zihniyetine sahip bir başbakanın olduğu bir ülkede yaşamanın talihsizligini yaşayan biz kürt kadınları olarak cins bilinci ve cinsiyet özgürlükçü paradigmamızla dağda, şehirde, sokakta, fabrikada ve zindanlarda cins mücadelemizi radikalleştirerek yaşamın her alanına rengimizi katmaktayız….

 Yeşil Türkçü faşizmin kürt halkına karşı başlatmış olduğu askeri ve siyasi soykırım pervasızca sürmektedir. Son beş ay içerisinde binlerce Kürt seçilmişi, siyasetçisi, aydını, gazetecisi ve avukatı tutuklanarak adeta rehin alınmıştır.

 Bunların önemli bir bölümünü biz kadınlar oluşturmaktayız. Son bir kaç yıldır özellikle Özgürlük ve özgürleşme çabası veren kadınlar AKP hükümetinin boy hedefi haline geldi. Kadına yönelmenin en temel nedeni cins bilinci gelişen, erkek egemen anlayışa karşı mücadele etmesidir. Kadındaki bu gelişme egemenleri korkutmaktadır.

 Özgürlük ve hakikat arayışı güçlü olan kadınlar her dönemde olduğu gibi bu günde egemenleri korkutmaktadır. Özgürleşen kadın rengini yaşamın her alanına kattıkca eril sistem tükenecektir.

Işte iradeleşenen Kürt kadını 1857 yılında Newyorkta sömürüye karşı fitilini yaktıkları özgürlük arayışını Serhıldana kalkan kürt kadınları cinsiyetçi, ekolojik, demokratik bir toplum özlemiyle kadın mücadelesiyle de öncü role bürünmüştür. 1857 de Claraların, emek cinsiyetçi sömürüye son şıarıyla başlattıkları kadın mücadelesini kürt kadınları büyük bir heyecan ve dirençle, Namusumuz özgürlügümüzdür, kadın kırımına son, tecriti kır müzakereyi başlat şiarıyla karanlığa karşı isyan eden yüce kadın SEMA’nın bedenini 8 Mart ile Newroz arasına köprü yapan özgürlügü ve anlamlı yaşam uğruna bedeninde başka bu mücadeleye verecek başka bir şeyleri olmadığına hayıflanan kürt kadınının özgürlüğe olan aşkıyla mücadele alanlarında kutlanmaya başlandı.

Bizlerde zindan duvarları arasında olsakda 8 mart mücadele günümüzü kutlama hazırlıklarına başladık.

8 Martta yakılan ateşi Newrozun gür ateşiyle birleştirme umudu ile bende Bakırköy Kadın Cezaevinde bulunan kadın arkadaşlarım adına, başta KÜRMESLI kadınlar olmak üzere bütün dünya emekci kadınlarının 8 Martını şahsınızda kutluyorum.

Bir kadın isterse dünyayı degiştirir diyorum!...

Claradan Zilanlara  selam olsun,

Özgür yaşamı yaratan kadınlara bin selam!...

8’ê Adarê Pîroz be!..

Yüregimi sizlere gönderiyorum!..

Hülya YER

Bakırköy Kadın Cezaevi

B-3 Koğuşu Bakırköy/Istanbul